Borçluya isnat edilen eylem İİK'nun 344.maddesinde, üç aya kadar tazyik hapsi cezası ile yaptırım altına alınması nedeniyle borçlunun bir ay tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olacağı-
İcra emrine birikmiş nafaka alacağının faizi ile birlikte hesaplanan miktarı ile takip tarihinden soma tahsili gereken aylık ödemeleri de konu edilmiş ise de, mahkeme kararında aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karşın icra emrinde aylık 3.150,00 TL ödemenin tahsilinin talep edildiği dikkate alındığında, bu paranın ödenmemesi nafaka hükümlerine aykırı davranmak suçunu oluşturmayacağı-
İİK.’nun 344. maddesinde düzenlenmiş olan suçun oluşabilmesi için, icra emrinin tebliğ tarihi ile şikayet tarihi arasında, işlemiş en az bir aylık nafaka borcunun bulunmasının gerekli olduğu-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağı, adi alacak hükmünde olup, ödenmemesi nafaka borcunu ödememe suçunu oluşturmayacağı-
Sanığa çıkarılan ödeme emrinde “birikmiş nafaka alacağı” nı ödemesinin istenmiş olması, ancak “aylık nafaka alacağı” nın tahsili yönünde bir talep bulunmaması halinde, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş olan nafaka alacağı “adi alacak” hükmünde olduğundan, bu nitelikteki nafaka alacağını ödememek “nafaka borcunu ödememe suçu” nu oluşturmayacağından, borçlunun İİK. 344 uyarınca cezalandırılmasına karar verilemeyeceği-
Borçluya tebliğ edilen icra emrinde birikmiş nafaka alacağının ödenmesi istenmekte olduğundan, icra emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağı adi alacak hükmünde olup, ödenmemesi nafaka borcunu ödememe eylemini oluşturmayacağından sanığın cezalandırılmasına karar verilemeyeceği-
Nafaka borcunu ödememe eyleminde, suç tarihinin “şikayetten geriye doğru bir aylık nafaka alacağının muaccel olduğu tarih” olduğu-
Sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmayacağı-Ancak Borçlar Kanununun 19 ve 20. Maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşullarının değişen koşullara uyarlanacağı-