2525 Sayılı Soyadı Yasası'nın 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesinin 7.maddesinde de “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiş olup, davacının almak istediği soyadının anılan Yasa ve Tüzüğün sözü edilen hükümlerine aykırı olduğu gözetilmeden, "Dizdar" olan soyadının “Dietz” olarak değiştirilmesine karar verilmiş olması bozmayı gerektireceği-
Kamu adına mutlak butlan davasını açan ve evliliğin iptalini isteyen C. Savcısına usulünce tebligat yapılıp duruşmaya katılımı ile taraf teşkili sağlanması gerekeceği ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemi ile açılan dava dosyası incelenmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinde, ilgililerin nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahip oldukları 14. maddesinde ise bir kimsenin vatandaşlıktan çıkması sonucu kaydı kapalı hale geleceği hükme bağlanmış olup, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edildiğinden; çoğun içinde az da vardır ilkesi gözetilerek, düzeltme istemi içinde tespit de bulunduğundan kamu düzeni ile yakından ilgili bulunan nüfus kayıt düzeltme davalarının bu özellikleri gözetilerek öncelikle davacıların nüfus kaydında anneleri olarak gözüken kimsenin mirasçıları davaya dahil edildikten sonra işin esası hakkında tüm kanıtlar toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
Soybağı ve miras hukukunu ilgilendiren mükerrer kaydın düzeltilmesi istemine ilişkin davada, verilecek kararla hukukları etkilenecek olan mirasçılarının davaya dahil edilmeleri gerektiği halde mahkemece taraf teşkili sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Nüfus kayıt düzeltim davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, nüfusta ana ve baba olarak görülen dede ve anneanneye de davanı ihbarı gerekeceği- Babalık davasında aile mahkemesi görevli olup, bu davanın Cumhuriyet savcısı ve Hazineye ihbarının zorunlu olduğu-
Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davasının Cumhuriyet Savcısı tarafından açılabilmesi için yasada öngörülen koşulların bulunmasının gerekeceği-
Davacının anneannesinin nüfusa tesciline ilişkin tüm bilgi ve belgeler ile gidebildiği kadar üst soylarına ilişkin nüfus kayıtları ayrıca kişilerin babası olduğu iddia edilenin veraset ilamları ve nüfus kayıt bilgileri getirtilerek davacı ile irtibatlarının kesin olarak belirlenmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 303/3.maddesi uyarınca çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi olması halinde, bir yıllık sürenin bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacağı-
Mükerrer kaydın iptalinde, sonradan yapılan tescilin iptali esas ise de, kaydı iptal edilecek olan kişinin sosyal yaşamını sürdürdüğü kaydın iptali durumunda oluşacak karışıklıkların önlenmesi açısından bu kaydın bırakılarak 1. kaydın iptal edilebileceği-