Çocuğu doğuran kadının, annesi olduğu, dolayısıyla anne yönünden açılacak davanın soybağı değil, doğuran kadının tespitine ilişkin olacağı, bu yönleri itibariyle istemlerin nüfus davası olduğu- İzmir İl Sağlık Müdürlüğü'nün ihbarı üzerine davalı nüfusa kaydedilmiş ve ihbara konu olay idari yönden düzeltilmiş olup somut olayda, ilgili resmi dairenin gösterdiği bir lüzum bulunmadığından Cumhuriyet Savcısının böyle bir davayı açma yetkisinin olamayacağı-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunda olduğu-
Mahkemece doğum tarihi değiştirilmek istenenin Türk vatandaşlığından çıkması nedeniyle nüfus kaydının kapalı olduğu, bu nedenle nüfus kayıtları üzerinde herhangi bir işlem yapılamayacağı gözetilmeksizin doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
“Mirasçılığın tespiti” talebinin öncelikle nüfus kaydının düzeltilmesi talebi niteliğinde olduğu, adı geçenlerin nüfusa 1925 tarihi olarak tescillerine ilişkin dayanak belgelerinin getirilmesi ve bu davada hukuki durumları etkilenecek olan tüm mirasçılarının da davaya katılımların sağlanması gerekeceğinden, mahkemece eksik taraf teşkili ve eksik inceleme ile işin esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmayacağı-
Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacağı-
Nüfus Hizmetleri Yasası’na göre açılan kayıt düzeltme davalarında, diğer kamu düzenine ilişkin olarak açılan davalarında olduğu gibi hakimin taleple bağlı kalmayarak doğrudan doğruya yapacağı araştırma sonucu elde edeceği bulgulara göre karar vermek zorunda olduğu-
Nüfus kayıtlarının oluşturulması sırasında babaları ile aralarında bağ kurulmayan çocukların tespiti ile baba hanesine tescili istemine ilişkin dava nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde olup asliye hukuk mahkemesinin görevli olacağı-
Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen ile aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi arasında düzeltilen doğum tarihine göre 5 ay 15 günlük bir zaman farkının bulunduğu, bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen göstermesinin gerekeceği-
3 günlük bir zaman fark içerisinde bir kadının iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı,hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen göstermesinin, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemesinin gerekeceği-
Kapalı kayıt üzerinde herhangi bir işlem yapılamayacağı ve ayrıca Yargıtay uygulamalarında bir kimsenin ölümünden sonra doğum tarihinin düzeltilmesine olanak bulunmadığı dikkate alınmadan davacının babasının kapalı kaydındaki doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-