Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt tarafların kabulleri ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek davanın kanıtlanması durumunda tanıma işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, değişiklikten etkilenecek olan tüm mirasçıların davaya katılması sağlanarak ve DNA testi yaptırılıp alınacak rapor gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunmasının ve kararın onların önünde verilmesinin zorunlu olduğu, mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Her ne kadar halen kullanılmakta olan açık nüfus kaydında adı Hafize olarak geçiyorsa da, esas olan kök kayıtlar olup, açık kayıtların her zaman doğum tutanağına göre düzeltilebileceği-
Hakimin nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen göstermesinin, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemesinin gerektiği, mahkemece bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı da gözardı edilerek davanın kabulünün doğru görülmediği-
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 14. maddesinin 1. fıkrasında kapalı kayıt üzerinden işlem yapılamayacağının, 2. fıkrasında ise kaydın kapatılmasına ilişkin sebebin ortadan kalkmasından sonra kişisel durumda meydana gelen olayların kayda işleneceğinin düzenlendiği, bu durum dikkate alınmadan davacının kapalı kaydındaki doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi, kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakimin istemle bağlı kalmayarak re'sen de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre karar vermek durumunda olduğu-
Dava niteliği itibariyle babalığın tespiti ile soybağının düzeltilmesine ilişkin olup bu tür davalara bakma görevi aile mahkemelerine ait olacağı-