Sağlık kurulu raporunda, davacının radyolojik olarak 22 yaşını bitirip kırk yaşından gün almadığı belirtildiği böylece raporun düzeltilmek istenen doğum tarihini kesin olarak doğrulamadığı, ayrıca 25 yaşından sonra tıbben yaş tespitinin mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için bu bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı, kaldı ki davacının da karar ile düzeltilen doğum tarihini istemediği anlaşıldığından; mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak değiştirilmesinin doğru olmadığı-
25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için sunulan bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı-
Mahkemenin, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken kayıtlar arasında çelişki yaratmamak ya da yaşamın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermesi gerektiği; davacı adına velayeten dava açan annenin karar başlığında gösterilmesinin gerekeceği-
Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilenler aynı anneden doğmuş olup, düzeltilen doğum tarihlerine göre doğumları arasında 6 günlük bir zaman farkı bulunmakta olduğundan ve bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığından, nüfus kayıtlarında çelişik doğuracak şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
Anne yönünden yanlış tesis edilen nüfus kaydının düzeltilmesinin istendiği durumda, işin esasına girilip 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesi uyarınca nüfus temsilcisinin de huzuru ile yargılamaya devam edilip, DNA testi de yapılarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
Doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkin davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılmasının zorunlu olduğu, adli tıp kurumundan alınan tek hekim raporuna dayanılarak hüküm tesis edilemeyeceği-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, değişiklikten etkilenecek olan tüm mirasçıların davaya katılması sağlanarak ve DNA testi yaptırılıp alınacak rapor gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesinde; nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davaların düzeltmeyi isteyen şahıslar ile resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığı halde, davalı nüfus idaresinin temyiz dilekçesine ekli nüfus kayıt örneğinden, davacının yerleşim yeri adresinin Ankara olduğu anlaşıldığından, mahkemece yetki yönünden dava dilekçesinin reddi ile dosyanın yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesinin gerekeceği-
Mahkemenin, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamak ya da yaşamın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olduğu-
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre açılan kayıt düzeltme davaları nitelikleri gereği kamu düzeni ile yakından ilgili olduğundan, mahkemenin, tarafların taleplerini dikkate alarak ve gerektiğinde re'sen de araştırma yaparak doğru sicili oluşturmasının gerekeceği-