Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen kişi ile aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi arasında düzeltilen doğum tarihine göre 6 aylık bir zaman farkı bulunamayacağından hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen göstermesi, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemesinin gerekeceği-
Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltmenin bunu isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından dava konusu edilebileceği, ilgili resmi dairenin gösterdiği bir lüzumun bulunmaması ve dava konusu olay ile ilgili bir soruşturma bulunmaması halinde, bu davanın yanlış yazılım nedeni ile hukukları etkilenecek olan kişilerce harç vb. yükümlülükler yerine getirilerek açabileceği-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunda olduğundan salt taraf beyanları, tanık anlatımı ve köy muhtarınca mahkemeye hitaben yazılı beyan ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Bir kişinin öldükten sonra çocuğunun olamayacağı için nüfus kaydının düzeltilme talebinin reddedilmesi gerektiği-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakimin taleple bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek zorunda olduğu-
Talep gerçeğe aykırı beyanla oluşturulan kaydın iptali ile davalının kullanmış olduğu kimlik numarasının kendisine ait olduğunun tespitine yönelik olup nüfus davası niteliğinde olmakla, isteğin soy bağının reddi ve babalığın tespiti ile ilgisi olmadığından, asliye hukuk mahkemece nüfus kayıt davalarında görevli olduğu ve hak düşürücü süre bulunmadığı dikkate alınarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece tıbben yaş tespiti için sağlık kurulu raporunun alınmadığı, nüfus kayıt örneği, adli sicil kaydı, ilçe emniyet müdürlüğünün davacının aranmadığı ve yurt dışı çıkış yasağı bulunmadığına dair yazısı, taraf ve tanık beyanlarına göre dava kabul edilmiş ise de, kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için bu bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı-
25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı, kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için bilgi ve belgeler yeterli olmamasına ve doğum tarihleri ile tanıkların dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçtiğinden beyanlarında yanılgı olasılığı bulunmasına karşın, bu kişi yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunmasının ve kararın onların önünde verilmesinin zorunlu olduğu, mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Dava, usulsüz tescile dayalı, gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olup 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu-