Kabulüne karar verilen 152 ada 11 sayılı parselde davacının miras payı yönünden dava açıldığı gözetilerek davacının 1/9 payı yönünden davanın kabulü ile tapu kaydının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve ilkelere aykırı olarak tüm mirasçıların payları yönünden tapunun iptali ile mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, davada taksime dayanılmadığı, TMK.nun 701. maddesine göre; kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyetinin elbirliği mülkiyeti olduğu, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp haklarının, taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup, terekenin tamamını kapsayacağı, aynı Kanun’un 702. maddesinde, topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiğinin belirtildiği, dava açıp yürütmenin de tasarrufi bir işlem olduğu, davanın, tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olduğundan TMK.nun 640. maddesindeki koruma kapsamında da olmadığı, bu nedenle, taraf teşkilinin sağlanması bakımından dava koşulunun yerine getirilmesinin gerekeceği-
TMK.nun 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliğinin aranacağı, murisin terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğuna ve davada bir tasarrufi işlem niteliğinde bulunduğuna, tasarrufi işlemlerde de oybirliği arandığına göre tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere dava açmalarının zorunlu olduğu-
Davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün olduğu, bu tür bir davada, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından ibaret olacağı-
TMK'nun 702/4 maddesi hükmü uyarınca; terekeyi temsil eden ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanacağı; davacı 3. kişi konumunda bulunduğuna göre davacı Z.'in de murisin mirasçısı olması sebebiyle dava açma hakkının olduğu-
Tapulu bir taşınmazdaki miras payının 3. kişilere devrine ilişkin sözleşme ancak, resmi şekilde yapılması halinde geçerli olacağı- Davacının dayanağı sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe giren, 4721 s. TMK. mad. 677/2. uyarınca, bir mirasçının 3. kişi ile yapacağı miras payının devrine ilişkin sözleşmenin geçerliliğinin, Noterlikçe düzenlenmesine bağlı olduğu- Taraflar arasındaki sözleşmenin, resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olacağı ve mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davanın tereke adına açıldığı ve olayda elbirliği halinde mülkiyetin söz konusu olduğu durumda davada yer almayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK.'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek esas hakkında hüküm kurulamayacağı-
Dava konusu taşınmazlar ortak muristen kalmış ve henüz tereke paylaşılmamış ise bir veya birkaç mirasçının terekeye dâhil taşınmazlar üzerinde sürdürdüğü zilyetlik tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılacağından taşınmazı kullanmayan diğer mirasçılar bakımından iradi terk ilkesinin uygulanması olanağının bulunmadığı ve elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar bakımından mirasçılar arasında zamanaşımının işlemediği-
Yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri gerekeceği-