Terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise, ortakların oybirliği ile karar vermeleri Medeni Kanunun 702/2.maddesinin açık hükmü gereği olduğu, taksimi mümkün olmayan taleplerin ancak ortakların tümü tarafından açılacak bir dava yoluyla ileri sürülebileceği, miras bırakana teban açılan tapu iptali ve tescil davalarında elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olması nedeniyle tüm ortakların birlikte hareket etmeleri gerekeceği-
Miras bırakanın, dava dışı mirasçılarının bulunduğu gözetilerek; davada yer almayan mirasçıların olurlarının alınması ya da terekeye TMK.'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek esas hakkında hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Davalı ile muris arasında yapılan ölünceye kadar bakma akdinin yapıldığı 2001 yılında anılan taşınmazların tapusuz olup menkul mal hükmünde olduğu,bu nedenle aslı tapusuz olan yukarıda bahsi geçen taşınmazlar hakkında muris muvazaasını düzenleyen 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanmasına olanak bulunmadığından muvazaalı bir işlemin söz konusu olmadığı-
Yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri gerekeceği, TMK'nun 702/2. maddesinde bir ortağın tek başına dava açabileceği düzenlenmişse de, davaya devam edilebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği-
Dava, tapu kayıt maliki ile davacının miras bırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu tür detayına inceleme yapılmaksızın oluşturulan mahkeme kararının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Murisin ehliyetsiz olduğunun anlaşılması halinde, terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve Türk Medeni Kanununun 702/4 maddesi hükmünün eldeki istek bakımından uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek ehliyetsizlik sebebiyle pay oranında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği, buna bağlı olarak da muris muvazaası ile ilgili istek bakımından bir inceleme ve soruşturma yapılamayacağı-
Yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu olacağı-