Kök murise ait veraset belgesinin temin edilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte dava konusu taşınmazların tamamının muristen kalıp kalmadığının belirlenmesi, muristen kalmayan taşınmazlar ayrık olmak üzere diğer taşınmazlar bakımından davacıların miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olması durumunda tüm mirasçıların birlikte hareket etmelerinin yasal bir zorunluluk olduğu-
Dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olup, bir mirasçının diğer mirasçıya karşı her zaman miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunabileceği, kabulüne karar verilen davada mahkemece sadece davacının veraset belgesindeki payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, dava açmayan mirasçıların payları da gözetilerek ve istek dışına çıkılmak suretiyle iptal ve tescile karar verilemeyeceği-
Taşınmaz muristen intikal ettiğine göre, TMK.nun 640/2 ve 702/2. maddelerine göre, mirasçıların terekeye elbirliği ile sahip olacakları ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edecekleri, tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar vermelerinin gerekeceği, bu bakımdan davacının tek başına taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemesinin mümkün olmadığı-
Elbirliği halinde mülkiyetin, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumu olduğu-
Çekişme konusu taşınmazın halen elbirliği mülkiyetinde olduğunun anlaşılması durumunda, davacı tereke adına dava açmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi, aksi durumda ise dosya içeriğine ve toplanacak delillere göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, belirsiz olan bu durum açıklığa kavuşturulmadan eksik araştırma ile karar verilemeyeceği-
Tapu kaydının düzeltilmesi davasında, tapu sicilinin tutulması kamu düzenine ilişkin olup, hâkimin doğru sicil oluşturma yükümlülüğünün olması gerekeceği-
Zilyetliğin ilk önce tanık sözleri ile tespitinin şart olduğu, bu yapılmadıkça mahalli bilirkişi sözlerinin tek başına davada hüküm vermeye yeterli olamayacağı, mahalli bilirkişinin zilyetlik konusundaki sözlerinin ancak, zilyetliğin tespiti maksadı ile dinlenilen tanıkların sözlerinin doğruluğunu gösteren bir bilgi olarak göz önünde tutulabileceği-
Sicillerin tutulması kamu düzeniyle ilgili olup, hakimin doğru sicil oluşturmakla yükümlü olduğu, o halde, yeniden bilirkişiden dava konusu taşınmazın tüm paydaşlarının payı üzerinden inceleme yapılarak pay ve payda eşitliğini sağlayan rapor alınmasının, alınacak rapor ile dava dışı paydaşların paylarında bir azalma meydana geldiğinin anlaşılması halinde, o paydaşların usulünce davada yer almalarının sağlanmasının, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu yer, satış, bağış, paylaşım ya da miras payının devri yoluyla davacıya kalmamış ve tereke malı ise, davacının tek başına üçüncü kişilere karşı tereke dahil bir taşınmaz için aktif dava açma sıfat ve ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-