Mahkemece, itiraz edilen asıl alacak üzerinden alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Müdürlerin, esas itibariyle ticari mümessil niteliğinde olduklarından bir başka kişiyi ticari mümessil tayin etme yetkisine haiz olmadıkları, ayrıca sözleşmede aksine hüküm olmadıkça ticari mümessiller ile bütün işletmeyi idare selahiyetine haiz olan ticari vekillerin, şirketi oluşturan ortaklar kurulu kararı ile tayin olunabilecekleri-
İmzaların istiklali ilkesi gereği aval verenin, imzası nedeni ile sorumlu olduğu, avalistin sorumluluğunun ancak kambiyo senedinde şekle dair bir eksiklik olması halinde ortadan kalkacağı, takibe konu bono şeklen geçerli olduğundan, imzanın keşideciye ait olmaması ya da tespit edilememesi halinde de aval verenin sorumluluğunun devam edeceği-
Borcun nafaka yükümlülüğünden doğması sebebiyle davanın aile mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının saptanması halinde senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılmasının gerekli olduğu-
Borçlu şirkete her ne kadar 02.01.2013 tarihinde örnek 10 no’lu ödeme emri tebliğ edilmiş ise de, İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 29.01.2013 tarih, 2013/8 E. - 2013/76 K. sayılı kararı ile takibe dayanak senedin icra kasasında olmadığı gerekçesi ile söz konusu ödeme emrinin iptaline karar verildiğinin anlaşıldığı, bu karar üzerine borçlu şirkete çıkartılan yeni ödeme emrinin ise 04.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği, o halde, 06.03.2013 tarihinde borçlunun icra mahkemesine yapmış olduğu başvurunun süresinde olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte itiraz ve şikayetlerin İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede yapılması gerekip, bu sürede itiraz etmeyen borçlu yönünden takibin kesinleşeceği, itiraz ve şikayetin şahsi olup, ancak başvuran açısından hüküm ifade edeceğinden, itiraz ve şikayette bulunmayan diğer borçlular yönünden hiçbir sonuç doğurmayacağı-
Takip borçluları arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmadığı, itirazın sadece itiraz eden borçlu yönünden hukuki sonuç doğuracağı dikkate alınarak itiraz eden borçlu yönünden hüküm tesisinin gerekeceği-
Borçluların yasal süresi içerisinde takibe konu senedi itiraz konusu yapmasından sonra icra dosya borcunun keşideci tarafından ödenmiş olmasının, icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmediği-
Ticari mümessilin, hüsnüniyet sahibi 3. şahıslara karşı, müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun namına müessesenin gayesine dahil olan bütün tasarrufları yapmak salahiyetini haiz sayıldığı, dolayısıyla, ticari mümessilin kambiyo senedi düzenlemesi için ayrıca yetki verilmesinin gerekmediği-