Kambiyo senedine dayalı haciz yolu ile takiplerde; takibin kesinleşmesinden sonraki devrede tahakkuk etmiş zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman ileri sürebileceğinden, herhangi bir hak düşürücü süre de olmadığından, mahkemece; işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesinde görülen dava ve işlerde, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Alacaklının bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, takip dayanağı bonoda icra dairelerini yetkili kıldığı ve bonoyu düzenleyen davacı adının ve bononun düzenleme tarihinin altında keşide yeri olarak yetkili kılınan yer ibaresi bulunduğu, bu sebeple, keşide yerinde takip yapılması mümkün olduğundan yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibini yapan alacaklı İrlanda merkezli olup, mahkemece, alacaklının tabiyetinde bulunduğu İrlanda ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet olup olmadığı araştırıldıktan sonra, yok ise alacaklının teminat yatırması gerektiğine karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin dayanağı olan bononun bedel bölümünün tahrifatla dönüştürüldüğü Adli Tıp Kurumu'ndan alınan raporla tespit edildiğinden, alacaklının, tahrifat öncesine ait senet bedeli üzerinden takibe devam hakkı bulunduğundan, mahkemece, borca kısmi itirazın kabulü ile tahrifat yapılmasından önceki borçlunun da dilekçesinde kabul ettiği miktar üzerindeki kısım yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte icra mahkemesine yapılan başvuru, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz mahiyetinde olup, şirket ortağının şirketin yetkili temsilcisi olmaması nedeniyle borçlu şirket adına usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın kabulü istemiyle icra mahkemesine başvurmasının mümkün olmadığı-
İcra takibine dayanak yapılan senedin teminat olarak verildiği iddiası İİK.nun 169.maddesi kapsamında borca itiraz olup, bu itirazın aynı Kanun’un 168/5. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren (5) günlük sürede icra mahkemesine bildirilmesinin gerekeceği-
İhtiyati haciz kararının verildiği mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapılabileceğine ilişkin İİK.nun 50. maddesi yollaması ile kıyasen uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’nun 12.maddesinin, 6100 Sayılı HMK’da karşılığı bir düzenleme bulunmadığı ve bu nedenle, ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, sırf o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceğinin kabul edilmesi üzerine,anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin, icra takibi için yetkili hale gelmeyeceği-
Alacaklı tarafından 6 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, alacaklı tarafından da kabul edilen finansal kiralamaya dair sözleşmelerdeki ibarelerden taraflara karşılıklı edim yüklendiği tartışmasız olup, bu durumda alacağın varlığı, miktarı ve tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece borçlunun borca itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borçlunun başvurusu borca itiraz niteliğinde olduğundan, dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemeyeceği, mahkemece duruşma açılarak ve tarafların gösterecekleri deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-