Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu olgusunun borca itiraz niteliğinde olduğu ve İİK'nun 169. maddesi uyarınca borçlularca ileri sürülmesinin gerekeceği, borçlularca ileri sürülmeyen teminat olgusunun mahkemece re'sen dikkate alınamayacağı-
Dava dilekçesinde taraf olarak gösterilmemesine rağmen, hüküm yerinde borçlunun davalı taraf olarak gösterilip aleyhinde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
6762 s. TTK.'nun 726. maddesini değiştiren 6273 s. Kanun'un 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresinin altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise üç yıl olduğu- UYAP sistemi üzerinden tüm borçlular yönünden yapılan haciz talebinin zamanaşımını kestiği-
Takibe konu 250.000 USD'lik bonoda, keşide tarihinin 17.04.2012, vade tarihinin 17.06.2013 olarak belirtildiği, senet metninde vade tarihinin "on yedi haziran iki bin on üç" olarak yazıldığı, senette, yazı ve rakamla belirtilen vadenin yanında ödeme tarihi olarak tanzim tarihi olan 17.04.2012 tarihinin yazılmış olması keşide tarihinin tekrarı mahiyetinde olup bonoda iki ayrı vadenin varlığından söz edilemeyeceği-
Borçlu, itirazında hem yetkiye hem de borca itiraz ettiği halde istem kısmi olarak değerlendirilip, mahkemece yetkiye itiraz konusunda her hangi bir karar verilmemiş olmasının HMK'nun 297/2. maddesi hükmüne aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Senedin keşideci bölümünde şirket temsilcisinin elinden çıkmış iki imzanın bulunması halinde, imzalardan şirket kaşesi üzerine atılanın şirketi, açığa atılan diğer imzanın ise imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü gerekeceği, senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup, birden fazla imza atılmasına gerek bulunmadığı-
Mahkemece, itiraz edilen asıl alacak üzerinden alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Müdürlerin, esas itibariyle ticari mümessil niteliğinde olduklarından bir başka kişiyi ticari mümessil tayin etme yetkisine haiz olmadıkları, ayrıca sözleşmede aksine hüküm olmadıkça ticari mümessiller ile bütün işletmeyi idare selahiyetine haiz olan ticari vekillerin, şirketi oluşturan ortaklar kurulu kararı ile tayin olunabilecekleri-
İmzaların istiklali ilkesi gereği aval verenin, imzası nedeni ile sorumlu olduğu, avalistin sorumluluğunun ancak kambiyo senedinde şekle dair bir eksiklik olması halinde ortadan kalkacağı, takibe konu bono şeklen geçerli olduğundan, imzanın keşideciye ait olmaması ya da tespit edilememesi halinde de aval verenin sorumluluğunun devam edeceği-
Borcun nafaka yükümlülüğünden doğması sebebiyle davanın aile mahkemesinde görülmesi gerekeceği-