Dava konusu çek 30.05.2008 keşide tarihli olup, TTK'nun 708/1. maddesi uyarınca (10) günlük ibraz süresinin 09.06.2008 tarihinde sona erdiği, bu tarihten itibaren TTK’nun 726. maddesinde öngörülen (6) aylık zamanaşımı süresi uygulandığında 09.12.2008 tarihi itibariyle çekin zamanaşımına uğradığı, bu tarihten itibaren TTK'nun 644. maddesine dayalı olarak (1) yıl içinde keşideciye karşı müracaatta bulunma hakkı bulunduğundan ve 20.11.2009 tarihinde keşideci aleyhine icra takibi başlatılmış durumda olduğundan somut olayda zamanaşımı süresinin dolmadığı-
Borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği, zamanaşımı itirazının esasa ilişkin neden olmaması sebebiyle tazminata hükmedilemeyeği-
Senette “ev içindir” ibaresinin bulunmasının, bono niteliğini etkilemeyeceği, takip dayanağı bono yasal unsurları içeren kambiyo senedi vasfında olduğundan, icra hukuk mahkemesince borçlu itirazının reddi gerektiği-
Dayanak bonoyu şahit sıfatı ile imzalayan borçlunun, senet bedelini kısmen veya tamamen hamile karşı ödeme yükümlülüğü bulunmadığı gibi, şahit sıfatıyla senede atılan imzanın aval anlamına geldiğini kabul etmenin de olanaklı olmadığı, bu durumda mahkemece borca itirazın kabulünün gerekeceği-
Borçlu tarafından icra takip dosyasına elden veya banka aracılığıyla yeniden para yatırılması, maaşından haciz işlemi neticesinde para kesilmesi ile icra takip dosyasında bu paraların alacaklı vekiline ödenmesi TTK’nun 662. maddesinde sayılan icra takibi işlemi olmadığından bono için öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu-
Çeke dayalı takipte, alacaklı tarafından yapılan adres araştırması, haciz talepleri niteliğindeki bu icra işlemleri zamanaşımını keseceğinden ve TTK’nun 726. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi dolmadığından mahkemece zamanaşımı şikayetinin reddinin gerekeceği-
Bonolar üzerindeki lehtara ait olan ciranta imzasının, ciranta olarak görülen kişiye ait olmamasının, keşideci ve avalistin sorumluluğunu etkilemeyeceği-
Haczedilmezlik iddiası ancak borçluya tanınan bir hak olduğundan, icra müdürlüğünün alacaklının haciz talebinin reddine karar veremeyeceği- Senette adı ve imzası bulunmadığı yönündeki itirazın, takip borçlusu tarafından süresinde yöntemince yapılan başvuru üzerine mahkemece değerlendirilebileceği, borçlunun böyle bir başvurusu bulunmadığı halde bu husus hakkında icra dairesince re'sen değerlendirme yapılamayacağı-
İİK'nun 169/a-6 maddesi uyarınca; "...takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi halinde borçlunun, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde kırkından (şimdi;yirmisinden) aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği"-
Borçlu şirket temsilcisinin imzaladığı senetten dolayı şahsen sorumlu olması için, borçlu şirket kaşesi dışında senet üzerinde açığa atılmış bir imzasının bulunması gerektiği (sadece şirket kaşesi üzerine temsilci tarafından atılan iki imzanın, şirket temsilcisini şahsen sorumlu kılmayacağı)-