Bonolar üzerindeki lehtara ait olan ciranta imzasının, ciranta olarak görülen kişiye ait olmamasının, keşideci ve avalistin sorumluluğunu etkilemeyeceği-
Haczedilmezlik iddiası ancak borçluya tanınan bir hak olduğundan, icra müdürlüğünün alacaklının haciz talebinin reddine karar veremeyeceği- Senette adı ve imzası bulunmadığı yönündeki itirazın, takip borçlusu tarafından süresinde yöntemince yapılan başvuru üzerine mahkemece değerlendirilebileceği, borçlunun böyle bir başvurusu bulunmadığı halde bu husus hakkında icra dairesince re'sen değerlendirme yapılamayacağı-
İİK'nun 169/a-6 maddesi uyarınca; "...takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi halinde borçlunun, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde kırkından (şimdi;yirmisinden) aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği"-
Borçlu şirket temsilcisinin imzaladığı senetten dolayı şahsen sorumlu olması için, borçlu şirket kaşesi dışında senet üzerinde açığa atılmış bir imzasının bulunması gerektiği (sadece şirket kaşesi üzerine temsilci tarafından atılan iki imzanın, şirket temsilcisini şahsen sorumlu kılmayacağı)-
Ödeme emri borçluya tebliğ olunmasa dahi, alacaklının takibi sürdürme iradesinin varlığı halinde, borçlunun haricen takipten haberdar olarak, takibin şekline göre İİK. 169 mad. vd. maddeleri gereğince icra mahkemesi nezdinde itirazlarını ileri sürmesi mümkün olduğu-
Borçlunun “tahrifat iddiası”na dayalı itirazının “borca itiraz” niteliğinde olduğu ve bu itirazın beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerektiği-
Borçlu tarafından tebligatın usulsüzlüğü yönünde bir beyanda bulunulmadığına göre, mahkemece ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günden sonra yapılan itiraz isteminin süre aşımından reddi gerekeceği-
İcra mahkemesine «yetki itirazı»nda bulunulmasının, zamanaşımını kesmeyeceği-