Muhatabın tevziat saatinde nerde olduğu, adrese dönüp dönmeyeceği TK'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddeleri gereğince araştırılmadığı ve komşunun isminin tespit edilmediği, böylece tebligatın, TK'nun 21/1. maddesine göre de usulsüz olduğu-
Sunulan dekontların kısmi ödeme iddiasını kanıtlamaya yeterli ve dolayısıyla İİK'nun 169/a-1 maddesine uygun nitelikte belgeler olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda itiraz eden keşideci borçlu, okuma yazma bilmediğini, imza yerine parmak bastığını iddia etse de, okuma yazma bilmemenin senet tanzimine engel olmadığı-
Takibin yapıldığı icra dairesi borçlu şirketin yerleşim yerindeki ve onun için genel yetkili icra dairesi olduğundan, borçlu diğer şirketin yetkiye yönelik itirazı yerinde olmayıp, mahkemece, borçlunun yetki itirazının reddine karar verileceği-
Borçlu kendisini bir vekil aracılığıyla yargılamada temsil ettirmediğinden borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun, takip dayanağı bononun teminat senedi olarak verildiği iddiası İİK.'nun l69. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup bu iddianın kabulü halinde aynı kanunun 169/a-5 maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının, keşidecinin cirosundan önce cirosu bulunan lehtarı takip hakkı bulunmadığından, mahkemece, borçlunun buna ilişkin şikayetinin kabulü ile borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takibe ve borçlunun itirazına konu olduğu halde incelemeye gönderilmeyen senetler üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin olarak zamanaşımı itirazında bulunduğu, mahkemece, senet lehdarı olan bankanın hangi tarihte TMSF'ye devredildiğinin, hangi tarihte takip konusu alacağın alacaklı şirkete temlik edildiğinin araştırılarak; takibe konu senet, fona devir tarihinden önce 3 yıllık zamanaşımına uğramış ise istemin kabulüne, uğramamış ise fona devir tarihinden itibaren zamanaşımı 20 yıla uzayacağından ve varlık şirketine temlik tarihine göre de zamanaşımı tekrar 3 yıl olarak esas alınacağından bu hususta inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
HMK'nun 19/2. maddesine göre yetki itirazında bulunanın yetkili icra dairesini doğru olarak göstermesi gerektiği, borçlu, yetkili yeri doğru olarak göstermediğinden yetki itirazının geçerliliğinden söz edilemeyeceği-