Takibe dayanak çekin, keşide tarihi 27/12/2008 olup, ibraz süresi 03/02/2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zamanaşımı süresine tâbi olduğu, o halde, mahkemece, borçlunun zamanaşımı şikayetinin kabulü ile İİK.nun 71/son maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Örnek 10 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilinin en son 03/01/2014 tarihinde satış talebinde bulunduğu, 06/01/2014 tarihinde de avansını yatırdığı ve zamanaşımının kesilmiş olduğu, bu tarihten şikayet tarihi olan 09/01/2017 tarihine kadar dosyanın işlemsiz bırakıldığı ve yeniden başlayan 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, yerel mahkemece, İİK'nun 71/son maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a maddesi uyarınca, borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İcra Hukuku kapsamında menfi tespit davası ile davacının, para alacağının hiç doğmadığını ya da sonradan sona erdiğini iddia ederek bu durumun tespitini, sözleşmenin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunu, borcun ödeme ile ortadan kalktığının tespitini isteyebileceği, menfi tespit yargılaması sonunda (istisna:istirdat dışında) bir eda hükmü kurulmayacağı, oysa alacak ve tazminat davaları bir eda talebiyle açılıp, yargılama sonunda bir eda hükmünün kurulduğu, bu nedenle menfi tespit davalarında arabuluculuğun zorunlu dava şartı olarak kabul edilemeyeceği-
Alacaklının, icra hukuk mahkemesine cevap dilekçesinde, ............... tarihli protokol içeriğine uyulmadığını belirtmiş ise de, protokol altındaki imzaya herhangi bir itirazının söz konusu olmadığı, bu durumda, ............ tarihli belgenin İİK'nun 71. maddesi kapsamında imzası ikrar edilmiş belge olarak kabul edilmesi gerekeceği, o halde, mahkemece, borçlu şirketin şikayetinin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu çeklerin keşide tarihinin 15.08.2002 olduğunun görüldüğü, bu durumda ibraz sürelerinin bitim tarihi 6273 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, anılan çeklere altı aylık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği-
Alacaklının, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabileceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olmasının, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin, Anayasa'nın 141. maddesi ile HMK'nın yukarıda değinilen emredici nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratacağı, ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, re'sen gözetilmesinin yasa ile hakime yüklenmiş bir görev olduğu-
Takip dosyası incelendiğinde, takibin kesinleşmesinden sonra .. tarihli haciz talebi ile .. tarihli haciz talebi işlemleri arasında ve son işlem olan .. tarihli haciz talebi ile .. şikâyet tarihleri arasında 6 aydan fazla süre ile zamanaşımını kesen icra takip işlemi yapılmadığı görüldüğü- Alacaklının yukarıda belirtilen tarihler arasında icra takibini sürdürme iradesini gösteren bir takip işlemine rastlanılmadığından ve dolayısıyla .. sayılı TTK'nın ... maddesinin 1. fıkrasında yazılı 6 aylık zamanaşımı gerçekleştiğinden, mahkemece borçlunun zamanaşımı şikâyetinin kabul edilerek, İİK'nın ..b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/son maddesi yollaması ile .. maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği- Hâl böyle olunca mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için borçlu davalı hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması ve bu koşulun karar kesinleşinceye kadar mevcudiyetini devam ettirmesi gerektiği- Davalı borçlu tarafından davacı alacaklı aleyhine açılan dava sonucunda icra mahkemesince İİK. mad. 71 gereğince icranın geri bırakılması kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşıldığından ve mahkemece davacı alacaklı tarafından İİK. mad. 33a/2 uyarınca açılmış bir dava bulunup bulunmadığı araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenmesi, açılmamış olması halinde bu takip dosyası ile ilgili davanın ön koşul yokluğundan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra dosyasında, icra takibinin kesinleşmesinden sonra zamanaşımını kesen nitelikte talep ve işlem yapılmadığı-0 Borçlunun taşınmaz vs. üzerindeki haczin kaldırılması isteminin zamanaşımını kesmeyeceği- Yenileme emrinin de haciz talebi içermediğinden zamanaşımını kesmeyeceği-