Ödeme emrinin şikayetçi borçlulara 01.04.2009 (S.), 11.11.2010 (N.) tarihinde tebliğ edildiği, İİK'nın 168. maddesinde öngörülen yasal sürede itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiği, borçluların ise 13.03.2021 tarihinde İcra Mahkemesine başvurarak zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettikleri, Bölge Adliye Mahkemesince 15/09/2018- 07/09/2019 tarihleri arası ile sınırlı olmak üzere inceleme yapıldığı, takibin kesinleşmesinden itibaren şikayet tarihine kadar geçen süreler yönünden inceleme yapılmadan sonuca gidildiği görülmüş ise de icra dosyasının incelenmesinde alacaklı vekilin 09.03.2019 tarihinde haciz talep ettiği bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen tarih aralığında zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince, her iki borçlu açısından takibin kesinleştiği tarihten itibaren şikayet tarihine kadar geçen sürede altı aylık zaman aşımı süresinin geçip geçmediği belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senedi niteliği bulunmayan bir senet ile başlatılıp kesinleşen takipte, İİK'nun 71/2. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresinin 6762 sayılı TTK’nun 726. maddesine göre hesaplanamayacağı- Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibin kesinleşmesi, sözü edilen durumu değiştirmeyeceğinden olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi, Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olduğu-
Örnek 10 nolu ödeme emrinin borçluya 2.10.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, alacaklı tarafından 22.01.2010 tarihinde haciz talep edildiği ve taşınmaza 28.01.2010 tarihinde haciz tatbik edildiği, 21.10.2011 tarihinde aynı tarihli satış talebinin kabulüne karar verilerek 100,00 TL satış avansı alındığına dair tahsilat şerhi düşüldüğü, alacaklı tarafından da tahsilat makbuzunun temyiz dilekçesi ekinde sunulduğu, bundan sonra da mahkemelerin de kabulünde olduğu üzere alacaklı tarafından icra mahkemesine başvuru tarihine kadar icra takip işlemleri yapıldığı ve üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince istemin reddine karar verilmesi isabetli olup, Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, icra dosyasının taraflarıyla ilgisi ve irtibatı bulunmayan başka bir icra dosyasından gelen yazı cevabı dikkate alınarak, .............. tarihli satış talebine yönelik satış avansının yatırılmadığına ilişkin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takibin kesinleşmesinden sonraki itfa şikayetlerinde belge altındaki imzanın inkarı halinde icra mahkemesince imza incelemesi yapılmasının mümkün olmadığı, alacaklı tarafça ibraname başlıklı belgedeki imza kabul edilmediğine göre bu belge İİK'nın 71/1. maddesinde yer alan imzası ikrar edilmiş bir belge niteliğinde olmadığından borçlunun itfa iddiasını ispat edemediği, söz konusu ibranamenin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir mahiyette olmadığından yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu görülmekte olup, Bölge Adliye Mahkemesinin bu husustaki değerlendirme yerinde olmakla birlikte; dosya kapsamındaki Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi yalnızca ibranamenin hukuki vasfının tartışılmasına ilişkin olup, borçlunun kısmi ödemeye ilişkin iddiası bakımından İİK md. 71 ve İİK md. 33'e göre inceleme yapılmadığı ve kısmi ödeme iddialarının değerlendirilmediği anlaşıldığından, borçlu şirketin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; mahkemece yapılacak işin, borçlunun kısmi ödeme iddialarına dair bilirkişi raporu alınmak suretiyle İİK md. 71/1 ve İİK md. 33'e göre sayılan belgelerle ödeme yapılıp yapılmadığını inceleyerek sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu-
Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonra icra mahkemesine yaptığı başvuru ile alacaklı taraf ile protokol yaptıklarını ve bu protokol gereğince borcu bulunmadığını ileri sürmüş olup, borçlunun.............. tarihli delil listesine eklediği belgenin incelenmesinden, belgenin fotokopi ve tarih kısmının da okunaksız olduğu görülmekle birlikte, anılan fotokopi belgede tarafların imzasının bulunduğu, borçlunun borcunu ödediğinin ve borcu bulunmadığının yazılı olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince belgenin tarihine ve borçlunun beyanlarına göre, bu belgeye dayalı iddianın takibin kesinleşmesinden sonraki döneme dayalı itfa şikayeti olmayıp, takip öncesi döneme ilişkin borca itiraz niteliğinde olduğu belirtilerek itirazın yasal sürede olmadığından bahisle reddine karar verilmiş ise de, belgenin fotokopi olup tarihinin de okunaksız olması nedenleriyle, mahkemece duruşma açılarak, taraf teşkili sağlanmak suretiyle, söz konusu belge aslı istenerek ve tarafların beyanları da alınarak, borçlunun belgeye dayalı iddiasının İİK’nın 71/1. maddesi kapsamında olup olmadığına dair yapılacak inceleme ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
12. HD. 20.11.2023 T. E: 8152, K: 7468
“Uzlaşma Tutanağı “ başlıklı belgenin incelemesinde; üçüncü maddede “......... İcra Müdürlüğü'nün ........... Esas sayılı dosyasının .............. tarafından takipsiz bırakılacağı, iş bu dosyaya ilişkin olarak ............'den herhangi bir alacak, avukatlık ücreti, harç ve masraf talep edilemeyeceği, .......... plakalı araç üzerindeki şerhin ............. tarihinde kaldırılacağı, ancak dosyanın takipsiz olarak işlemden kaldırılması süresi içinde veya sonrasında ............ tarafından ilk yazılı talep tarihinden itibaren 10 gün içinde alacaklı tarafından dosyaya infaz bildirimi yapılıp harç ve masraflar .............. tarafından ödenmek zorunda kalınırsa hiçbir ihtara gerek kalmaksızın ............'den tahsili amacıyla icra takibine geçilecektir.” yazılı olduğu görülmekle birlikte söz konusu belge, diğer maddeleri ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taraflara ve hatta üçüncü kişiye koşullu ve süreli yükümlülükler yüklendiğinin anlaşıldığı, bu haliyle taraflara karşılıklı edimler yüklenen uzlaşma tutanağının, İİK’nın 71. maddesi bağlamında borç ve fer'ilerini sona erdiren “itfa” olarak değerlendirilemeyeceği- İİK'nın 71. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince, itfa şikayetinin kabulü halinde, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekirken, "takibin iptaline" hükmedilmesinin doğru olmadığı-
12. HD. 16.10.2023 T. E: 2022/13590, K: 6172
Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak işin, borçlu tarafça takibin kesinleşmesinden sonraki evrede .............. tarihinde ................ TL ödeme yapıldığı ileri sürülmekle, İİK md. 71/1 ve İİK md. 33'e göre sayılan belgelerle ödeme yapılıp yapılmadığını inceleyerek sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu-
Yapılan yenileme taleplerinin icrai işlem yapılması talebi içermediğinin anlaşıldığı, icrai işlem yapılması talebi içermeyen yenileme taleplerinin icra takip işlemi niteliğinde olmadığından zamanaşımını kesmeyeceği- Alacaklının ................ tarihli haciz talebinden sonra on yıllık zaman aşımı süresi içinde icra takibini sürdürme iradesini gösteren bir takip işlemine rastlanılmadığından, mahkemece istemin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-