TTK.'nun 750. maddesinde ise zamanaşımını kesen sebepler düzenlenmiş olup, bu sebeplerden birinin de alacaklı tarafından yapılan icra takip talepleri olduğu, haciz talebi de bir icra takip talebi olduğundan haciz talebinde bulunulması ile zamanaşımının kesileceği-
Şikayetçi borçlunun başvurusunun İİK'nın 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki itfa şikayetine ilişkin olduğu belirtildikten sonra takas mahsuba konu takibin usulsüz kesinleştirildiği iddiasının işbu şikayette dinlenemeyeceği, bunun ayrı bir şikayet konusu olacağı ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 139. maddesinde yazılı takas mahsup şartlarının oluştuğu, İlk Derece Mahkemesince yapılan hesabın yerinde olduğu-
Takibe dayanak evrakın bono vasfında olmasından ötürü aval veren borçlu için zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu, ödeme emri tebliğinden sonra ............. ile ................ tarihleri arasında takibi ilerletecek işlem yapılmadığından zamanaşımı süresinin dolduğu- İlk Derece Mahkemesince zamanaşımı süresinin on yıl olarak kabul edilmesinin ve borçlu vekili lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra sunmuş olduğu ............. tarihli ve alacaklı ................ tarafından imzalanan belgede, şikayete konu takip dosyasına konu tüm alacağın fer'ileriyle birlikte alacaklıya ödendiğinin, tahsil harcı alacaklıya ait olmak üzere alacaklının haricen tahsilat nedeniyle icra dosyasından feragat edeceğinin yazılı olduğu, alacaklının bu belgedeki imzaya itiraz etmeyip, imzanın baskı ve tehdit altında atıldığını iddia etmiş ise de, ödeme belgesinin zorla alındığına ilişkin olarak itiraz tarihi itibariyle kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi, bu iddianın dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesinin mümkün olmadığı, ödeme belgesinin İİK'nın 169/a maddesi kapsamında belge olduğunun kabulü gerektiği, haricen tahsilat niteliğinde olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, istemin kabulü ile borçlu yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Takibe konu alacağın tüm fer'ileriyle birlikte tamamiyle sona erdiğini gösteren, İİK'nın 71/1. maddesinde belirtilen bir belge şikayetçi borçlu tarafça gösterilemediği gibi davalı alacaklının takibe konu borcun para yahut başka bir şekilde ifa edildiği yönünde ikrarı bulunmadığı gerekçesiyle borcun takip tarihinden sonra itfa edilmesinin tüm icra takip giderleri ve ferileri ile birlikte sağlanmasını gerektirdiği yönündeki istinaf başvurusunun kabulüne-
Mirasçıların, asıl borçlu murisine yapılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin esasının incelenerek, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü halinde takibe muttali oldukları tarihin tespiti ile tespit edilen tarihe göre ileri sürdükleri sair itirazların 5 günlük yasal sürede olduğunun kabulü durumunda işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından belgeleri sunulan ve temlik tarihinden önce alacaklı bankaya yapılmış olan ödemelerin İİK'nun 71. maddesi kapsamında itfa olarak kabul edilip edilemeyeceği- Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar verildiği takdirde, mahkeme artık bu uyma kararı ile bağlı olduğu- Mahkemenin bozma kararına uygun yeni bir karar vermek zorunda olduğu; çünkü bozmaya uyma kararı ile bozma yararına olan taraf açısından usule ilişkin kazanılmış hak doğmuş olacağı- takipte talep edilen alacak miktarında itfa sebebiyle sona eren bir kısım bulunması halinde istemin kısmen kabulü ile bu miktar yönünden icranın geri bırakılması gerekirken aynı hüküm fıkrasında, başlatılan takip yönünden tümden icranın geri bırakılmasına karar verilmesine rağmen aynı takip dosyasında ilamlı icra takibi yönünden takibin devamına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borcun alacaklı tarafından icra takibine veya itirazın iptali ya da alacak davasına konu edilmesi halinde borçlunun zamanaşımı itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde veya itirazın iptali ya da alacak davasında konu edilmesi halinde borçlunun zamanaşımı itirazını ödeme emrine itiraz süresi içerisinde veya ilk itiraz süresi içerisinde yapabileceğinden böyle bir durum söz konusu değilken açılan menfi tespit davasında borcun zamanaşımına uğradığının ileri sürülmesinde hukuki yarar bulunmadığı-
İcranın geri bırakılması kesinleşmiş ise icranın geri bırakılması kararına karşı alacaklının 7 gün içinde genel mahkemede dava açmaması halinde alacağın zamanaşımına uğradığı hususunun kesin hüküm teşkil edeceği ve icranın geri bırakılması kararının, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve icra dosyasındaki mevcut hacizlerin kalkacağı- Alacaklı tarafından açılmış böyle bir dava varsa sonucunun istihkak davasında bekletici mesele yapılacağı, dava sonuna kadar icra takibinin duracağı, davanın kazanılması halinde duran icra takibine devam edileceği davanın kaybedilmesi halinde ise dosyadaki hacizlerin kalkacağının değerlendirilmesi gerektiği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, dosya hesabını şikayet olmayıp, dosya borcunun takibin kesinleşmesinden sonra tamamen ödendiğine ilişkin olduğundan ve bilirkişi raporunda da bakiye alacak bulunduğu tespit edildiğinden, şikayetin tümden reddi yerine kısmen kabul kısmen reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu, o halde, İlk Derece Mahkemesi’nin, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle de istemin genel mahkemede çözümlenmesi gerektiğine dair gerekçesi yerinde olmayıp, Bölge Adliye Mahkemesi’nce HMK’nın 353/-b-2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kısmen kabulü ile bakiye alacak tutarının belirlenmesi yönünde hüküm tesisinin hatalı olduğu-