Belirtilen alacağın temliki sözleşmesi, noter temliknamesi ve ekli listeye göre, temlik edilen alacak miktarı belirtilmediğinden, diğer bir anlatımla, alacağın bir kısmının temlik edildiğine dair açıklama bulunmadığından, takip konusu alacağın tamamının temlik edildiğinin kabul edilmesi gerekeceği, bu durumda, alacağı ............. tarihinde temlik ederek artık alacaklı sıfatı kalmayan bankanın ipotekten kaynaklı hak ve alacağının bulunmadığına dair ........... tarihli cevabi yazısına itibar edilerek dosya borcunun itfa edildiği kabul edilemeyeceği gibi, bu kabule uygun olarak temliğin kapsamının sadece asıl borçlu şirketten olan alacakları kapsadığı, buna göre de ipotek borçlusu hakkında takibe devam edilemeyeceğinin söylenemeyeceği-
İstinaf ve temyiz yoluna başvurunun satıştan başka icrai işlemleri durdurmayacağı, meskeniyet şikayetinin reddine ilişkin karara karşı borçlu kanun yoluna başvurmuş olup "borçlunun başka malvarlığı olmadığı" gerekçesi ile "zamanaşımının kesildiğinin kabul edilemeyeceği", borçlunun işe girme ya da miras yoluyla mal edinebilme ihtimalinin mevcut olduğu gözetilerek icra takibini ilerletmeye yönelik başka taleplerde bulunabileceği dikkate alınmak suretiyle, İİK. m 71/son; 33/a uyarınca, bonoya dayalı takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına uğradığına yönelik başvurunun esasının incelenmesi gerektiği-
Takip dayanağı bononun, icra takibine konu edilmesinden sonra takipsiz bırakılması ve borçlunun İİK. 71/II ve 33/a-II uyarınca "zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı almasından ve bu kararın kesinleştiğinin alacaklıya tebliğinden itibaren 7 gün içinde -TBK. m.82'deki zamanaşımı süresi geçmeden- "sebepsiz zenginleşme davası" (TBK. m.77 vd.) ve "temel ilişkiye dayalı alacak davası" açabileceği- NOT: Alacaklının "icranın geri bırakılması kararının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde" açması gereken davanın "zamanaşımının vâki olmadığını ispat konusunda olacağı" İİK. m.33/a-II'de açıkça belirtilmiş olduğu halde, yüksek mahkeme bu kararında, alacaklının "temel ilişkiye dayalı alacak davası" olabileceğini belirtmiştir. Bu konuda ayrıca bknz: Antalya BAM 11 HD. 09.03.2020 T. E: 1350, K: 440; İzmir BAM 12. HD. 22.03.2022 T. E: 2198, K: 799; Yargıtay 12. HD. 20.06.2011 T. E: 14157, K: 12445; HGK. 15.03.2006 T. E: 12-61, K: 59; Yargıtay 12. HD. 08.02.2005 T. E: 25108, K: 2083 (www.e-uyar.com)
Asıl borçlu muris yönünden kesinleşen haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerine yönelik mirasçıların şikayet hakkının bulunmadığı- Bölge Adliye Mahkemesince, murise gönderilen birinci haciz ihbarnamesine yönelik itirazın süresinde olmadığı tespit edildiğine göre, bu halde takip dosyasından üçüncü kişiye ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmesi işlemi İİK'nun 89/2 maddesi hükmüne ve usule uygun olup, mirasçıların ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayette bulunabileceklerinin kabulü halinde dahi tebliğ tarihinin düzeltilmesi yerine ikinci haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Alacaklı vekilinin borçlunun şikayetine dayanak yaptığı protokol ve feragatname altındaki imzayı inkar etmediği gibi verilen cevap dilekçesinde de taraflar arasında protokolün imzalandığını kabul ettiğinin görüldüğü, bu durumda anılan bu feragatnamenin 1.bendi yukarıda İİK.'nun 71. maddesinde öngörülen “imzası ikrar edilmiş bir belge” haline geldiği, o halde, ilk derece mahkemesince, borçlular ... ve ...’ın istemlerinin 10.124.000-TL yönünden kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İtfa nedeniyle, İİK’nın 71/1 maddesi uyarınca; icra takibinin iptal edilmesi için, itfanın takibin kesinleşmesinden sonraki bir dönemde olması ve 71/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatının gerektiği; somut olay bakımından, belgenin ibra mı yoksa ödeme mi olduğunun anılan belge ile anlaşılamadığı-
Her ne kadar dosyaya ne zaman sunulduğuna dair üzerinde havale bulunmasa da dosya içerisinde avukatın alacaklı şirket vekili olduğuna dair noterliğin ... yevmiye nolu vekaletnamesinin bulunduğu, avukatın azledildiğine dair herhangi bir iddia, bilgi veya belgenin bulunmadığı, muhtıra tebliğ tarihinde ise şirketin kayyım tarafından yönetildiği ve zaten kayyım tarafından vekalet verilen avukatın alacaklıyı muhtıra tebliğ tarihinden öncesinde takipte temsil ettiği, avukatın 14.12.2012 tarihli talebinin TOKİ'ye haciz müzekkeresi gönderilmesi olduğu, kayyımın 11/02/2015 tarihli talebinde de sıraya alınan TOKİ'deki haczin sırasının ne zaman geleceği ve TOKİ'ye yeni bir haciz yazısı yazılması talebine ilişkin olduğu, avukatın vekaletnamesinin dosya içinde olmadığının kabul edilmesi halinde dahi, alacaklının yapılan işleme 11/02/2015 tarihli talebi ile icazet verdiğinin kabulü gerektiği, alacaklı icra dosyasında kendisini geçerli vekaletnameye dayalı olarak bir vekille temsil ettirdiğinden 14/12/2012 tarihli haciz talebi işleminin geçerli olduğu-
İcra mahkemesinin nihai kararları tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz edilebilir ise de “tefhim” kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması gerektiği- İcranın geri bırakılması kararına karşı alacaklının 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmamış olması halinde, "alacağın zamanaşımına uğradığı" hususunun kesin hüküm teşkil edeceği ve icranın geri bırakılması kararının, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve icra dosyasındaki mevcut hacizlerin kalkacağı, alacaklı tarafından açılmış böyle bir dava varsa sonucunun istihkak davasında "bekletici mesele" yapılacağı ve dava sonuna kadar icra takibinin duracağı, davanın kazanılması halinde duran icra takibine devam edileceği, davanın kaybedilmesi halinde ise dosyadaki hacizlerin kalkacağı-
Tedbir kararı verilmeden yetkiye ve imzaya itiraz edilmiş olması zamanaşımını kesmeyeceği gibi, itirazın satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmayacağı (İİK. 170/1)- İbraz süresi 03/02/2012 tarihinden önce dolan çeklerin altı aylık zamanaşımı süresine tâbi olduğu- Alacaklının taşınmaz haczi talebi ile menkul haczi talebine kadar zamanaşımını kesen yada durduran hiçbir işlem bulunmadığı görüldüğünden zamanaşımının gerçekleştiği- Borçlunun zamanaşımı şikayetinin kabulü ile, şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği (İİK. 71/son, 33/a)- "Aciz vesikasının düzenlediği tarihe kadar altı aylık zamanaşımı süresinin dolmadığı ve aciz vesikasının düzenlediği tarihten itibaren de 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı" gerekçesiyle "şikayetine reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesinde borçlunun eşinin dava açmakta hukuki yararı bulunsa da takibin tarafının olmaması sebebiyle takibin iptal etme hakkının bulunmadığı-