Takibe konu bononun 26.12.2012 düzenlenme tarihli olup, vade kaydını taşımadığından, görüldüğünde ödenecek bono vasfında olduğu, takip borçlusu, bonoyu düzenleyen (keşideci) olup, düzenlenme tarihinden itibaren bir yıllık ibraz müddeti ve onun bitiminden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi içinde (07.05.2015 tarihinde) takibe geçildiğine göre, alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan takipte bir usulsüzlük bulunmadığı-
İİK'nun 71. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince, zamanaşımı şikayetinin kabulü halinde, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekirken, "takibin iptaline" hükmolunması isabetsiz olduğu gibi, anılan kanun maddesinde tazminata yer verilmediği halde, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi de doğru olmayıp kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Takibe konu bonoda lehtar-ciranta konumunda olan borçlu hakkında diğer borçlular ile birlikte ödeme emri tebliğ edilerek takibin kesinleştiği, alacaklı vekilinin bankalara haciz müzekkeresi gönderilmesini talep ettiği, bu talepten sonra Devlet Su İşleri Şube Müdürlüğüne haciz ihbarnamesi gönderilmesinin istenildiği bu haciz ihbarnamesi gönderilmesi talepleri arasında zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı görüldüğünden, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde lehtar-ciranta konumunda olan borçlu hakkında bir yıllık zamanaşımı süresi içinde herhangi bir takip işlemi uygulamadığından İİK mad. 71 yollamasıyla aynı yasanın 33/a maddesine göre istemin borçlu yönünden kabulü gerektiği-
Dayanak belge bono niteliğinde olduğu halde, icra müdürü tarafından borçluya genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine mahsus örnek (7) ödeme emri gönderilse dahi zamanaşımı süresinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği-
Davacının davalı borçlu aleyhine yaptığı takip dosyası yönünden eldeki dava açıldıktan sonra borçlu tarafından açılan dava sonucu kesinleşen ilamı ile takibin İİK’nun 71, 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği, ancak davacı vekili takip konusu çeklere dayalı olarak davalı borçlu hakkında başka bir dava dosyası ile alacak davası açtıklarını ve anılan dosyanın sonucunun beklenmesini talep ettiğinden mahkemece anılan dosyanın sonuçlanıp kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
12. HD. 14.11.2016 T. E: 30252, K: 23485-
Kambiyo senedi niteliği bulunmayan senet ile başlatılıp kesinleşen takipte, İİK. mad. 71/2 gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresinin 6762 s. TTK. mad. 726 uyarınca hesaplanamayacağı; uygulanması gereken zamanaşımı süresinin, TBK. mad. 146 uyarınca 10 yıl olduğu-
Alacaklının sadece haciz talebinde bulunması yeterli olmayıp işlemin zamanaşımını kesmesi için İİK'nun 59. maddesi uyarınca işlemin gerektirdiği masrafın da yatırılmış olması gerektiği-
Çek hakkında zamanaşımı süresinin ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınmasının zorunlu olduğu, bu nedenle 6762 sayılı TTK.'nun 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanun'un 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresinin 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıl olduğu-
TBK'nun 100. maddesi uyarınca, İİK'nun 71. maddesi kapsamında yapılan kısmi ödemelerin, öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekeceği-