Takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilirse, takibin iptal veya talikinin her zaman icra mahkemesinden istenebileceği, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra sunmuş olduğu alacaklının imzasını taşıyan belgede, "şikayete konu takip dosyasına ait hiç bir alacağın kalmadığının" belirtildiği, alacaklının belgedeki imzaya itirazı olmadığına göre, belgeye karşı üst kısmının sonradan doldurulduğu iddialarının dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği ve mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
İcra takip dosyasının incelenmesinde, takip dayanağı bonoları ciro yolu ile elinde bulunduran alacaklının, şikayetçi ciranta hakkında takibin kesinleşmesinden sonra , 22.03.2011 tarihinde borçlunun taşınmazlarına haciz konulmasını talep ettiği, bu talepten sonra 12.06.2012 tarihinde kıymet takdiri yapılması için talimat yazılması talebinde bulunduğu, bu iki talep arasında alacağın tahsiline yönelik herhangi bir işlem talebinde bulunmadığı anlaşıldığından, iki adet bonoya dayalı olarak başlatılan icra takip dosyasında, 22.03.2011 tarihinden 12.06.2012 tarihine kadar şikayetçi borçlu yönünden (bir yıllık) zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından mahkemece istemin kabulü ile İİK'nun 71/son maddesi göndermesiyle aynı Kanunun 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, çekte zamanaşımını düzenleyen 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesi uyarınca 6 aylık zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece; temlik sözleşmesine ekli listede, temlik miktarı ile ilgili açıklama bulunulmadığından, tüm dosya alacağının temlik edildiğinin kabul edilmesi ve bu kabule uygun olarak temlik eden bankanın tasarruf yetkisi sona erdikten sonra bildirdiği yazıya itibar edilemeyeceği, ihtilafın yargılamayı gerektirdiğine ilişkin yasal ve yerinde gerekçelere dayanarak şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
TMSF lehine getirilen yirmi yıllık zamanaşımı süresinin geçmişe etkili olacağına yönelik düzenlemenin iptal edilmiş olduğu- Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen maddenin yürürlük tarihi olan 01.11.2005 tarihinden önce bonoyu düzenleyen keşideci hakkında uygulanması öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin dolması halinde, Fon lehine getirilen zamanaşımı düzenlemesinin uygulanma olanağı kalmadığından, "zamanaşımının yirmi yıl olduğu"nun kabulünün de mümkün olmayacağı- Anayasa'nın iptal kararı geriye yürümese de, henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı- Alacaklı tarafça takibin kesinleştiği 24.04.2000 tarihinden 07.05.2003 tarihine kadar borçlu ile ilgili zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı anlaşıldığından, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde belirtilen tarihler arasında keşideci konumunda olan borçlu hakkında üç yıllık zamanaşımının gerçekleşmiş olduğu-
"Takibin kesinleşmesinden sonra takip alacağının temlik eden alacaklıya ödendiği" ileri sürülerek takibin iptali istemi ile yapılan başvurunun, İİK.nun 71/1. maddesine dayalı itfa itirazı olduğu ve bu madde uyarınca borçlunun, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebileceği- Takip alacağının temlik edilmesinden sonra, temlik eden önceki alacaklının ceza dosyasına vermiş olduğu ifadesinin, İİK. mad. 71 kapsamında “itfa”ya yönelik beyan olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığı-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren bir yıllık sürede haciz talebinde bulunduğu görüldüğünden, icra dosyasının işlemden kaldırılmasının söz konusu olamayacağı- Alacaklı tarafça dosyanın yenilenmesi talebinin icra takip işlemi olarak sayılmayacağı, icra takip dosyasında, icra takip işlemi yapılmadığı görüldüğünden mahkemece takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde lehtar konumunda olan borçlu hakkında 3 yıllık zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle İİK. mad. 71 ve 33/a gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının yasal dayanağı İİK.nun 71. maddesi olup bu madde uyarınca borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığını her zaman icra mahkemesinde ileri sürebileceği-
Kambiyo senedi vasfını taşımayan adi havale hükmündeki belge ile başlatılıp kesinleşen takipte, İİK'nun 71/2. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresinin, TTK'nun 726. maddesine göre hesaplanamayacağı, zamanaşımı süresinin on yıl olduğu-
Borçlu tarafından, "itfa nedeniyle takibin iptaline karar verilebilmesi için" icra mahkemesine başvurulması gerekeceği, icra mahkemesi yerine icra dairesine başvurularak alacaklı tarafından düzenlendiği ileri sürülen ibraname, alacaklıya tebliğ edilerek 7 gün içinde alacaklı beyanda bulunmaya davet edilemeyeceği, alacaklının bu süre içinde beyanda bulunmak üzere icra dairesine gelmemesi halinde borcun ödendiği kabul edilerek konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyeceği-
Alacaklının icra müdürlüğünden yetki alarak açtığı ortaklığın giderilmesi davası zamanşımını kesmez ise de, İİK'nun 121. maddesine göre yapılan talep ile ortaklığın giderilmesi ilamına dayalı olarak yapılan satış talebi ve yenileme istemi zamanaşımını keseceğinden, işlemler arasında T.T.K.'nun 749. maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından, mahkemece, zamanaşımı şikayetinin bu nedenlerle reddi gerekeceği-