Şikâyetçi borçlular hakkında ilâmsız icra takibi baslatıldığı, her ne kadar takip sonrasında borcun ödendiği, bu hususta davalı alacaklı tarafça düzenlenen ibraname olduğu ifade edilmiş ise de, söz konusu belgenin adi yazılı belge niteliğinde ve tarihsiz olduğu gibi, dayanak belgenin altındaki imzanın davalı alacaklı tarafından ikrar edilmediği, takip sonrası itfa sikâyetlerinde belge altındaki imzanın açıkça alacaklının kabul beyanı ile hüküm ifade edeceği değerlendirilmiş olmakla, mahkemece 'borcun itfa edildiği iddiasının kabulü kararı' nın isabetsiz olduğu- Somut olayda; ilamsız takibe konu alacak 13.03.2007 tarihli sözleşmeye dayalı alacak olup, davacının dava dilekçesindeki alacağın sebebinin ortaklık sözleşmesi olduğu yönünde delil sunmamış olması, takip dosyası içerisinde de dayanak sözleşmenin bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde, zamanaşımının on yıl olduğunun kabulü gerekeceği- Takip dosyasında alacaklı tarafından 03.06.2009 tarihinde başlatılan takipte, ödeme erminin davacılara 15.06.2009 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesi üzerine alacaklı tarafça borçlular hakkında haciz talep edildiği ve en son dava tarihinden önce 15.03.2015 tarihinde haciz talep edildiği, icra takibinin 10 yıldan fazla işlemşiz bırakılmadığı, dolayısıyla takipte zamanaşımının gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle İİK m. 71 uyarınca zamanaşımı nedeniyle takibin ertelenmesine karar verilemeyeceği-

Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna basvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi geregince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, geregi düsünüldü: Dav ...