Talimat icrasınca borçlu şirket hakkındaki haciz isteminin yerine getirilmesi zorunlu olup “borçlu şirket hakkında iflasın ertelenmesine karar verildiği”nin ileri sürülmesi üzerine, icra müdürlüğünce haciz işlemi yapılmadan geri dönülemeyeceği–
“İcra kefilliğinin geçersiz olduğu” yönündeki şikayetin “kefalet akdinin geçerli olup olmadığı”na ilişkin olması nedeniyle, icra mahkemesince incelenemeyeceği-
Mahkemece hükmedilmiş olan ‘iştirak nafakası’nın küçüğün reşit olmasıyla kendiliğinden sona ereceği (İştirak nafakasının –MK. 182 uyarınca- velayetin devam ettiği süre ile sınırlı olduğu)–
İflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle borçlunun doğrudan doğruya icra mahkemesine başvurarak usulsüz yapılan takibin iptalini isteyebileceği, bu istemin de hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği–
Menfi tespit davası yargılama sırasında istirdada dönüştüğü hallerde ilamın icra konulabilmesi için kesinleşmesinin zorunlu olacağı-
Menfi tespit davası sonucunda verilen ilamların kesinleşmeden takibe konulamayacağı; bu ilam kesinleşmeden ilamda yer alan vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin bölümün de kesinleşmeden takibe konulamayacağı; istirdada dönüşen istemin de temeli menfi tespit davası olduğu için, bu dava sonucunda verilen ilamda yer alan alacağın da kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
İcra memurluğunca, takip dayanağı belgenin damga vergisine tabi olduğu ve verginin yatırılmadığının veya eksik yatırıldığının düşünülmesi halinde durumun bir tutanakla tespit edilerek vergi dairesine bildirilmesi gerekeceği, damga vergisi tamamlanıncaya kadar takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilemeyeceği–
Mahkeme kararında açıkça ‘reeskont faizi’ne hükmedilmiş olması halinde, yorumla, bunun hükümde belirtilmeyen ‘yasal faiz’i ifade ettiğinin kabul edilemeyeceği; uygulanacak faiz oranının Merkez Bankasının reeskont işlemlerinde uyguladığı faiz oranı olduğu–
Direnme kararının tefhim edildiği celseye katılmayan şikayetçi vekili yerine duruşmada hazır bulunan ve hüküm tefhim edilen stajyer avukatın yukarıda açıklanan hükümlere uygun biçimde, şikayetçi vekili yanında staj yapıp yapmadığı, yapıyorsa şikayetçi vekilinin yazılı oluru ile onun gözetimi ve sorumluluğu altında hareket edip etmediği, duruşmaya girmesi konusunda verilmiş bir yazılı olur bulunup bulunmadığı da araştırılıp değerlendirilerek, buna ilişkin açıklama ve belgeler de eklenerek, temyizin süresinde olduğu düşünülüyorsa doğrudan, aksi halde şikayetçi vekilinin temyiz istemi konusunda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432/4-5 maddelerinin gözetilmesi suretiyle bir karar verilerek, bu kararın temyizi halinde dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesinin gerekeceği-
Takipte taraf olmayan 3.kişinin, taraf olmadığı icra dosyasından kendisine ait mal ve haklara konulan haczin iptalini “şikayet” yoluyla isteyemeyeceği, 3. kişinin bu iddiasını “istihkak” prosedürüne göre ileri sürmesi gerekeceği-