Borçlunun icra müdürlüğüne başvurarak “takip konusu kira tespiti ile ilgili ilamın kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağına” dair beyanının “borca itiraz” olarak değerlendirilerek, hakkındaki takibin durdurulması gerekeceği–
Boşanmanın eki niteliğinde olan yoksulluk ve iştirak nafakasının hüküm kesinleşmeden takibe konulamayacağı,tedbir nafakasının ise hüküm kesinleşmeden icra edilebileceği-
Hukuk davalarında olduğu gibi, icra takibinin taraflarının da taraf ehliyetine sahip olmalarının gerekeceği-
Borçlunun müracaatı şikayet niteliğinde olup, borcun ödenmesinin şikayetin esasının incelenmesine engel olmadığı-
“İlamın kesinleşmeden icraya konulamayacağı”na ilişkin şikayetin 7 günlük süreye bağlı olduğu–
Şikâyetçi varlık yönetim şirketi, 3065 Sayılı KDV Kanununun 17/4-c, 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu ve 492 Sayılı Harçlar Kanununa göre Damga Vergisi ve KDV'den muaf olduğundan, KDV alınmasına yönelik işlemin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı gereğince, takibin durdurulmasından önce uygulanan haciz işlemleri geçerli olup, takibin durması ile birlikte varlıklarını muhafaza edeceğinden, üçüncü kişi tarafından icra dosyasına yatırılan paranın kayyuma ödenemeyeceği–
Borçlunun talebi üzerine iflasın ertelenmesi davasından sonra verilen tedbir kararı üzerine hiçbir takip yapılamayacağı gibi, başlamış olup takiplerinde durması gerekeceğinden, icra mahkemesince borçlunun şikayetinin kabul edilerek “takibin durdurulmasına karar verilmesi” gerekeceği–
“Mahkemece finansal kiralama sözleşmesinin, kiracının ikametgahı noterliğindeki özel sicile tescil edilip edilmediği”nin doğrudan doğruya araştırılması ve ayrıca “sözleşmeye konu mallar ile haczedilen malların aynı taşınırlar olup olmadığı” konusunda da gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği–