İhtiyati haciz kararına dayalı olarak icra müdürlüğünce yapılan haciz işlemi sırasında şikâyetçinin dosya borcuna icra kefili olduğu, ancak kefaletini herhangi bir borçluya hasretmediği görüldüğünden icra kefaletinin bütün borçlular yönünden olduğunun kabulünün gerekeceği-
Borçlunun su faturası tahsilatından elde edilen gelirlerden oluşan hesaplardaki paralar yönünden haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması gerekli olup kamuya tahsis kararı alınmasının sonuca etkili bulunmadığı-
Talimat icra dairesinin görevinin talimat gereğini aynen yerine getirmekten ibaret olduğu-
Borçlu şirket vekilinin talebi, şikayetin yapıldığı tarih de gözetildiğinde, “icra takibinin ceza davası sonuçlanıncaya kadar durdurulması” olduğu, halde mahkemece, “istek gibi takibin durdurulmasına karar verilmesi” gerekirken, istek dışına çıkılarak “takibin iptaline” karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirir ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerekli kılmadığından düzeltilerek onanması gerekeceği-
Mahkemenin, hakim tarafından verilmiş; usulüne uygun bir kararı ve tebligatı bulunmadığından; eksik içerikli ve hakim imzasından yoksun bildirimin hukuken geçerli kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi; usule aykırı ve geçersiz bu belgelerin hak kaybına yol açacak şekilde sonuç doğurmasının da kabul edilemeyeceği-
Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğin, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılacağı-
Gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan, gayrimenkul üzerindeki kişisel “şahsi” haklara ilişkin olan ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek olmadığı-
Borçlu kurumun harçtan muaf olduğu belirtilip hükmün düzeltilerek onandığı, bu durumda alacaklıların takip konusu ilam nedeniyle yatırmış oldukları harçları, borçlu kurumdan icra yoluyla talep etmeleri yasal olarak mümkün olmadığından, borçlu kurum vekilinin harçtan muaf olduklarına ilişkin şikayetinin kabulünün gerekeceği-
Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurarak; faizin başlangıç tarihine, faiz oranının kaynağına ilişkin belgenin ödeme emri ekinde gönderilmediğine” dair, İİK.’nun 58/3 ve 61/I maddesine dayalı olarak “ödeme emrinin iptali”ni istemesinin “şikayet” niteliğinde olduğu-
Alacağın sigorta prim alacağı olduğunun tespiti halinde 506 Sayılı Kanunun 80/son maddesi uyarınca,işverenlerce ödenmeyen sigorta primlerinden işverenlerin üst düzey yönetici veya yetkilileri Kurum'a karşı işverenlerle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından bahisle şirket temsilcisine de takip başlatılabileceği-