İcra müdürlüğünden talep edilmesi gereken bir işlemin, icra mahkemesinden istenemeyeceği–
İdari yargının edayı içeren ilamlarının icra dairesinde ilamlı takibe konu edilebileceği–
Çeke dayalı olarak yapılan takipte alacaklının avans faiz oranına göre faiz isteyebileceği ve takip tarihi itibariyle istenmiş olan avans faizi oranının daha sonra değişmiş olması halinde, değişen orana göre icra müdürlüğünce işleyecek faiz oranının hesaplanması gerekeceği–
“Reeskont faizi”, “yasal faiz”e dönüştürüldüğünden, mahkemenin “ticari reeskont faizi” uygulamak suretiyle sonuca gidemeyeceği–
Varlık yönetimi şirketlerinin yaptıkları işlemlerini kurulduğu takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl boyunca, yargı harcı dahil, her türlü harçtan istisna olduğu–
Haczedilen taşınır malların, ipotekli taşınmazın kapsamında bulunduğu için tek başına haczedilemeyeceğine ilişkin şikayetin süreye tabi olmadan yapılabileceği; bu konudaki şikayetin "alacaklı" ve "borçlu" tarafından yapılabileceği, ancak kira sözleşmesinden doğan şahsi hakkına dayalı olarak kiracı tarafından yapılacak şikayetin mahkemece "aktif husumet yokluğu" nedeniyle reddedilmesi gerekeceği-
Hukuk davalarında olduğu gibi icra takiplerinde de tarafların ‘taraf ehliyetine’ sahip olmaları gerektiği yalnız gerçek ve tüzel kişilerin ‘taraf ehliyeti’ bulunduğundan Tarım İl Müdürlüğünün, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının bağlı bir birim olup, ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından, takipte ‘aktif ve pasif husumet ehliyeti’ (taraf ehliyeti) bulunmadığı; …..Devlet Hastanesi Baştabipliği’nin Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir olup, ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığından ‘pasif husumet ehliyeti’ bulunmadığı; ….. Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nun Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir birim olup ‘pasif husumet ehliyeti’ bulunmadığı–
Kendisine satış ilanı usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olan borçlunun dava açma süresinin ihale tarihinden itibaren işlemeye başlamayacağı–
BK’nun 520. maddesine (şimdi; TBK.'nun 620. maddesine) göre; adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından ‘taraf ehliyeti’de bulunmadığı, bu nedenle adi ortaklık hakkında takip yapılamayacağı, adi ortakların yapılan icra takibinde ayrı ayrı ‘borçlu’ olarak gösterilerek ve kendilerine ayrı ayrı ödeme emri gönderilerek haklarında takip yapılabileceği–