Borçlunun, başvuru dilekçesinde, ihaleye konu binanın yer aldığı taşınmaz üzerinde zilyetlik hakkının bulunduğunu belirterek, satılan enkazın ihale alıcısı tarafından kaldırılmasını istediği davada; 6831 sayılı Kanuna , 5831 sayılı kanunun 5. maddesi ile eklenen “Ek madde 10” hükmüne göre, “....ikinci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerler çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez'' hükmü gereği, ihaleye konu yapının bulunduğu, mülkiyeti hâzineye ait taşınmaz üzerinde borçlunun zilyetlik hakkı söz konusu olmayacağından, şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emrinde borçlu olarak BNA Yem Katkı Maddeleri Tarım Or. Ürn. Kim. Mad. şeklinde yazılan ibareler gerçek ya da tüzel kişiliği ifade etmediğinden borçlunun taraf ehliyetinin olmadığı-
İhalenin kesinleşmesinden (ihale usulsüz kesinleştirilmiş olsa bile) sonra, icra müdürünün tapuya yazdığı tescil yazısının iptalinin mümkün bulunmadığı, tescil işleminin, ancak ihalenin feshine ilişkin karar verilmesi halinde ilgilisi tarafından genel mahkemede açılacak tapu iptali ve tescil davası sonucunda alınacak bir ilam ile ortadan kaldırılabileceği-
Şikayetin reddine ilişkin karar kesin nitelikte bir karar olmadığından, borçlunun temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının yerinde olmadığı-
Borçlunun müracaatı şikayet niteliğinde olup, borcun ödenmesinin şikayetin esasının incelenmesine engel olmadığı-
Asliye hukuk mahkemesince icra müdürlüğünün kararı uygulamakla görevlendirildiği, bu hususa ilişkin şikayeti inceleme görevinin kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu-
Takip alacaklısının tapuda yapılan satışla malik olduğu ve bu nedenle davanın kendisine ihbar edildiği ve tahliye isteminde bulunduğu, o halde, yeni malik sıfatıyla alacaklının anılan tahliye ilamını takip konusu yapmasında usul ve yasaya uymayan bir yönün bulunmadığı-
Takip talebinde açıkça “rehin sözleşmesi”ne dayandığını belirtmiş olan alacaklının “takip yolu” bölümünde “haczen” ibaresini yazmış olmasının bir anlam taşımayacağı-
Mahkemece, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın keşif tarihi itibariyle değeri ile borçlunun haline münasip ev alabileceği bedel tespit edildikten sonra, tespit edilen miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Taraf ve dava ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece, doğrudan doğruya yargılamanın her safhasında re’sen göz önünde tutulacağı ve bu konuda yapılan şikayetin de süreye tabi olmadığı-