İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının üç ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığının, borçlunun zarara uğramasına neden olduğunun anlaşıldığı, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında alacaklının bu davranışı hukuk düzeni tarafından korunamayacağından mahkeme tarafından borçlunun şikâyetinin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının üç ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğunun anlaşıldığı, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında alacaklının bu davranışı hukuk düzeni tarafından korunamayacağından mahkeme tarafından borçlunun şikâyetinin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Anayasanın 4709 sayılı Yasa ile Değişik 46/son maddesi hükmüne göre kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması talep edilebileceği, henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedeli için 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmayacağı-
Borçlunun icra takibinde taraf ehliyetinin olup olmadığı şikayetine yönelik olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden eksik inceleme ile karar verilemeyeceği-
Resmi dairelerin de damga vergisi mükellefi olduğu-
Takibe konu işçi alacağının İİK. nin 206. Maddesinin birinci sırasındaki alacaklardan olmayıp İİK nin 179/b-3. Maddesindeki istisna kapsamına girmediğinden mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin isabetsiz olacağı-
Mahkemenin kararı ile takip miktarı ve takip sonrası istenilen faiz oranı kesinleştiğinden, mahkemenin, borçlunun takibe konu belgenin adi belge olduğundan bahisle takipte istenilen faiz oranının yasal faiz olarak düzeltilmesi talebinin reddi ile yetinilmesinin gerekeceği-
İştirak nafakasının, küçüğün reşit olduğu tarihte kendiliğinden sona ereceği göz önüne alınarak küçüğün reşit olduğu tarih itibariyle nafaka borcunun bulunup bulunmadığı hususunda gerektiğinde bilirkişiye de başvurulmak suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
Müstakil faiz alacağı için icra takibi yapılamasa da alacağın ilama dayalı olması halinde faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden, bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından, alacaklı, 'fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmasa' bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını her zaman talep edebileceği-
Mahkemece, alacaklının şikayetinin kabulü ile icra takibinin devamına karar verilmesi gerekirken içeriği belirlenemeyen gönderinin itiraz dilekçesi olarak kabul edilerek şikayetin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-