Mahkemece ilk takibin derdest bulunduğu nazara alınarak ikinci takibin mükerrer olduğu yine ilamdaki edimin yerine getirilmesi için Örnek 2 numaralı icra emrinin de düzenlenemeyeceği kabul edilerek istemin itiraz ve şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm kurulamayacağı-
Bir ortağın alacaklılarının haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilecekleri, ne var ki, şirket sözleşmesinde bu kuralın aksinin de kararlaştırılabileceği-
Takibe konu işçi alacağının İİK.nun 206. maddesinin birinci sırasındaki alacaklardan olduğu ve dolayısıyla tedbir kararının istisnası kapsamında kaldığı-
Davaya konu ihalenin yapıldığı İcra Müdürlüğü’nün dosyasında, satış ilanın, borçlu vekiline tebliğ edildiği, adı geçen vekil tarafından borçlunun vefat ettiği, vekalet görevinin sona erdiğinin bildirilmesi üzerine şikayet konusu yapılan satış ilanı tebligatının TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek davacı borçlu mirasçısına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu-
Alacaklının, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibinde, örnek 10 no’lu ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, takip konusu senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istemesinin şikayet niteliğinde olduğu-
“İmza inkarı” nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikteki HMK.’nun 209. maddesinin değil İİK.’nun 170. maddesinin uygulanması gerekeceği, buna karşın; sahtelik iddiasının “imza inkarı” dışında bir nedene dayanması halinde, bu durumda İcra İflas Kanununda özel bir düzenleme bulunmadığından, sorunun HMK.’nun 209. maddesinin uygulanarak çözümlenmesi gerekeceği- Son durumda; C. Savcılığınca veya mahkemece ayrıca bir “tedbir kararı” verilmesi gerekmediği; borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce “sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması” gerekeceği, icra dairesinin bu konudaki olumsuz kararının borçlu tarafından süresiz şikayet (İİK.16/II.) konusu yapılabileceği, bu olasılıkta borçlu tarafından doğrudan doğruya icra mahkemesine de başvurulmasına yasal bir engel bulunmadığı, icra mahkemesinin bu başvuru üzerine, HMK.’nun 209/I maddesini re’sen dikkate alarak -hukuk mahkemesindeki (İİK. 72) veya ceza mahkemesindeki (TCK. 204,207,210)- sahtelik davası “bekletici mesele” yapılmadan “sahtelik davasında karar verilinceye kadar icra takibinin durdurulmasına” karar verilmesi gerekeceği
Bozulan karar geçerliliğini ve yerine getirilme niteliğini yitirdiğinden bozmadan sonra erteleme kararının yasada öngörülen sonuçlarını sürdürmesi olanağı ortadan kalkmış bulunduğundan alacaklının icra takip işlemlerine devam etmesine bir engelin bulunmadığı-
İptal edilen kısın dışında kalan asıl alacak ve fer'ileri yönünden takibin devam edeceği düşünülmeksizin takibin tümüyle durdurulamayacağı-
‘Şikayet’ medeni usul anlamında bir ‘dava’ olmadığından HMK’da düzenlenen davaya ilişkin koşullar aranmayacağı ve icra mahkemesince duruşma yapılmasına karar verilip ve taraflar duruşmaya çağırılmasına rağmen gelmeseler de karar verilmesi gerektiği (İİK. mad 18/3), yargılama sırasında vesayet altına alınan borçlunun vasisinin usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemesi sebebiyle ‘dava şartı’ yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK.nun 150/ı maddesindeki düzenlemenin banka ve kredi veren kuruluşlar için getirtildiği, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı-