Teminat amaçlı olarak verilen çekler kayıtsız şartsız havale özelliğini ihtiva etmediklerinden bu nevi çeklerin kambiyo senedi niteliğini haiz olmadıklarının kabulünün gerekeceği-
Mahkemece, yüzde on para cezasının, İİK’nun 134/2. maddesi uyarınca feshi istenilen ihale bedeli üzerinden hükmedilmesi gereken ihale konusu malın muhammen bedeli üzerinden tayininin isabetsiz olduğu-
Bu durumda mahkemece, takip konusu ilamın şarta bağlı olduğu, edimin yerine getirilip getirilmeyeceğinin yargılamaya muhtaç olduğu nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, bu nedenle borçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü gerekirken sehven Dairemizce reddine karar verildiği anlaşıldığından, karar düzeltme talebinin kabulünün gerekeceği-
Borçlunun borca yeter miktardaki teminat mektubunu 23.02.2012 tarihinde icra dosyasına ibraz etmesi üzerine hacizler kaldırılmış olup bu durumun icra mahkemesinin borçlunun şikayetini incelemesine engel teşkil etmeyeceği-
Yabancı alacaklının Türkiye’de icra takibi yapabilmesi için teminat gösterme yükümlülüğünün istisnasının, alacaklının bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyetin bulunması olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde, ipotek limitinin aşılması nedeniyle yapılan başvurular dışında kalan şikayetlerin 7 günlük süreye tabi olduğu (İİK. mad. 149/a, 33/1)-
Takas mahsup talebinin kabulü için, takasa konu alacağın dayanağı olan ilamın kesinleşmesinin gerekmediği-
Menfi tespit-istirdat kararının şikayetçi borçlu yönünden de sonuç doğuracağı kabul edilse bile İİK.nun 72/5. maddesi uyarınca menfi tespite ilişkin karar kesinleşmeden dosyadaki hacizlerin kaldırılmasının da istenemeyeceği-
Somut olayda, şahsın hukukuna dair marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet yönünden karar kesinleşmiş olduğundan bozmaya uyularak verilen tazminat ve vekalet ücreti hakkındaki hükmün kesinleşmeden takibe konulabilmesinin mümkün olduğu, o halde şikayetin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu şirket vekilinin şikayeti, maddi vakıalara da dayanarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik olup, bu iddia mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye ve karşı tarafa bu konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-