İcra Mahkemesi kararında belirtilen tarihler itibarıyla satış isteme süresinin dolduğu, hak düşürücü süreyi kestiği kabul edilen icra mahkemesinin kararı borçlunun şikayetine ilişkin olmakla birlikte belirtilen dava niteliğinde olmayıp süreyi kesmeyeceği, mahkemece İİK'nun 150/e maddesi gereğince takip dosyasının iki yıl içinde satışın istenmemesi nedeniyle düştüğü nazara alınarak, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvurusu İİK'nun 78. maddesi gereğince düşen takibin usulünce yenilenmediği, yine İİK'nun 150/e maddesi kapsamında takibin düştüğüne ilişkin olup, bu konuda bilirkişi incelemesi yapılarak sonuca gidilmesinin hakimlik mesleği ile bağdaşmayacağı-
Kıdem tazminatı net alacağı için taraflara süre verilerek tarafların bildirdikleri bankalardan, hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve bu alacağın hakkın doğum tarihinden icra emrinin düzenlendiği tarihe kadar istenebilecek faiz miktarının dosyaya celp edilen bankaların faiz oranları karşılaştırılarak bilirkişiye hesaplattırılması gerektiği-
İlama aykırı olarak fazla talep edilen asıl alacak ve buna isabet eden faiz miktarlarının, gerek görüldüğü takdirde denetime elverişli bilirkişi raporuyla tespitiyle, fazla kısımların icra emrinden çıkartılarak düzeltilmesine karar verilmesi yerine takibin tümden iptali yönünde hüküm tesis edilemeyeceği-
Alacaklı vekili tarafından ibraz edilen ilam uyarınca icra emri düzenlenmesi gerekirken, sunulan ilamın kesinleşmediğinden bahisle icra emri düzenlenmesi talebinin reddi Yasa'ya aykırı olup, işlemin bu nedenle iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı ve gelir durumları da belirlenerek borçlunun sosyal ve ekonomik durumu saptandıktan sonra, bilirkişilerden ek rapor alınıp taşınmazın bulunduğu şehrin daha mütevazi bir yerinde daha mütevazi bir evi alabileceği değerin tespitinden sonra satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına bu miktarın satış bedelinden ayrılarak borçluya ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
Bozma kararına uyan mahkemenin, kararın bozma kapsamı dışında kalan kısımları yönünden yeniden inceleme yaparak karar verememesi nedeniyle şikayetin kabul edilmesi gerekeceği-
Mahkemece, şikayetin evrak üzerinde inceleme yapılarak sonuçlandırıldığı, alacaklı vekilinin de bir emek ve mesaisinin bulunmadığının görüldüğü, alacaklı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olacağı-
Avukatlık Yasası gereğince ilamda hükmedilen vekalet ücreti, lehine hükmedilen iş sahibine ait olduğundan, borçlu tarafça vekalet ücreti borcundan ödeme yaparken gelir vergisi kesintisi yapılamayacağı-