Taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olduğu ve borçlunun konulan her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunduğu- Taşınmazına konulan haczin bildirimine dair tebligatların usulüne uygun olmadığını da belirtildiğinden, mahkemece tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus "haciz" yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun süresinde yetki itirazında bulunması üzerine icra dairesinin yetkisizliğine karar verildiği alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesince borçluya kambiyo senetlerine özgü "iflas" yolu ile takibe ilişkin örnek 12 numaralı ödeme emrinin gönderildiği anlaşılmış olduğundan, icra dairesinin bu işlemi usulsüz ise de; alacaklı tarafından şikayet konusu yapılmadıkça geçerliliğini sürdüreceği ve bu nedenle, borçlu tarafından örnek 12 numaralı ödeme emrine süresinde icra dairesinde itiraz edildikten sonra, icra müdürlüğünce borçluya kendiliğinden örnek 10 numaralı ödeme emri gönderilmesi işlemi usulsüz olup, anılan ödeme emrinin ve buna dayalı olarak yapılan işlemlerin iptali gerekeceği-
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesi'nce verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğacağı-
Borçlu isteminden açıkça feragat etmediği sürece, borcun şikayetten sonra ödenmesi ya da takip dosyasının infaz edilmiş olmasının borçlunun şikayetinin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması ve borca kafi miktar malın haczedilmiş olması, borçlunun takip konusu borcunu taksitler halinde ödeme talebinin İİK.m.111 koşullarını sağladığı da gözetildiğinde; icra müdürlüğünün, borçlunun taksitle ödeme talebini "borca yeter miktarda menkul haczi bulunmadığı" gerekçesiyle reddetmesine ilişkin şikayetin kabulü gerektiği-
Teferruat niteliğinde olduğu anlaşılan mahcuzların, rehin kapsamında kalmalarından dolayı ipotek akit tablosunda yazılı olmamaları halinde dahi İİK mad. 83/c hükmü uyarınca haczedilemeyecekleri- Haczedilmezlik şikayetini taşınmaz üzerinde lehine ipotek tesis edilen alacaklı veya mahcuzların mülkiyetine sahip bulunan borçlunun icra mahkemesine yapabileceği ve bu şikayetin herhangi bir süreye tabi olmadığı-
Haciz ihbarnamesi gönderilecek kurumun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunması gerekeceği, ehliyetsizliğe ilişkin bu durumun re’sen dikkate alınması gerektiği ve 89 haciz ihbarnamelerinin yok hükmünde olup, iptaline yönelik başvurunun da süreye tabi olmadığı-
İcra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi (ilamlı takip yapılabilmesi) için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olmasının gerekeceği- İcra kefilliğinin iptali isteminin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği- TBK’ nun 583. ve 584. maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşılan icra kefalet tutanağının geçersiz olduğunu ve icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emri ile birlikte takip dayanağı senet suretinin gönderilmediği şikayetine ilişkin davada, borçlu adına gönderilen ödeme emri tebligatının muhatabın adreste tanınmadığı gerekçesiyle tebliğ edilmeksizin iade edildiği, borçluya yapılmış bir tebliğ olmadığından, İİK'nun 58/3. maddesine dayanan ödeme emri ile birlikte takip dayanağı senet suretinin gönderilmediğine ilişkin şikayetin talep tarihi itibariyle konusu olmadığı-
Tüzel kişiliği bulunmayan 3. kişilere haciz ihbarnamesi gönderilmesinin süresiz şikayete neden olacağı-