Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik başvurunun şikayet niteliğinde olup , öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması gerektiği- Borçlunun takip dosyasına atfen bankaya ait ödeme dekontundan borçlunun takipten muttali olduğu tarihe göre icra mahkemesine yaptığı başvurunun İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra olduğu dikkate alınarak şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkeme kararının gerekçesinin, borçlunun talepleri ile ilgili olmadığı, borçlunun başvurusunu karşılar nitelikte bulunmadığı-
Satışı yapılan aracın ihale bedeli üzerinden %1 oranında KDV alınması gerekirken icra müdürlüğünce %18 oranında KDV alınmasına karar verildiğine yönelik -ihale bedelinin ödendiği tarihten itibaren 7 gün içinde değil- şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
İcra Mahkemesi kararının, şikayetçi tarafından temyiz edilmesinden sonra, mahkemeye sunulan ve üst yazı ile gönderilen dilekçe ile davadan vazgeçtiğini bildirdiğinden, HMK'nun 123. maddesi kapsamında davadan vazgeçme hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Davadan ve karar düzeltme isteminden feragat edilen durumlarda öncelikle davadan feragat hakkında Mahkemesi'nce bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Takip tarihinde yürürlükte bulunan ve uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesi gereğince; icra emri tebliğ tarihlerine göre alacaklının 2 yıllık satış isteme süresi dolmadan süresinde satış avansını talimat icra müdürlüğüne yatırdığı, yasal düzenlemede öngörülen sürede alacaklı vekili tarafından ipotekli taşınmazın satışı istediği ve satış avansı yatırdığından icra müdürünün takibin düşürülmesine ilişkin işleminin doğru olmadığı, şikayetin reddine karar verileceği-
Alacaklı tarafın şikayet konusu taşınmaza ilişkin haciz istemi, tapuya işlenmiş olup, hacze ilişkin olarak borçluya tebliğ edilmiş 103 davetiyesi bulunmadığı gibi, borçlunun, icra dosyasında haczi öğrendiğini gösteren bir işlem de yapmadığı da anlaşıldığından, borçlunun haczi öğrendiği yönünde bir beyanını içermeyen ödeme taahhüdü ile hacizden haberdar olduğunun kabulü edilemeyeceği-
İmar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin takibe konu ilamın tarihi 13.03.2012 olup, şikayet tarihi itibariyle 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesi yürürlüğe girmiş ise de; ilam tarihi itibariyle yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesinde sadece kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat alacakları haciz yasağı kapsamında bulunduğundan borçlu İdare'nin haczi kabil mal varlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olacağı-
Kamulaştırma bedeli arttırım ilamında hükmedilen alacağın tahsili amacıyla takip yapıldığı, takip konusu ilam ile hükmedilen alacağın icra yolu ile tahsilinde icra vekalet ücretinin de nispi olarak hesap edileceği nazara alınarak şikayetin reddinin gerektiği-
Şikayetçi borçlu adına çıkartılan tebligatta, beyanı alınan ve haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilginin bulunmadığı, tebliğ tutanağında komşunun isimden imtina ettiğine ilişkin şerh mevcut ise de, bu şerhin, yapılan tebligatı usulüne uygun hale getirmeyeceği, borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verileceği-