5520 Sayılı Kanun'un 5/1-f maddesi gereğince; “Bankalara borçları nedeniyle kanuni takibe alınmış veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna borçlu durumda olan kurumlar ile bunların kefillerinin ve ipotek verenlerin sahip oldukları taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, bu borçlara karşılık bankalara veya bu Fona devri….”, istisna kapsamında sayıldığına göre, bankaların yalnızca kredi sözleşmesinden kaynaklanan değil, her türlü alacaklarının tahsili için yaptıkları icra takibi nedeniyle yapılan ihale sonucu taşınmazı alacaklarına mahsuben almaları halinde, anılan işlemin damga vergisinden müstesna olduğunun kabulünün gerektiği-
Takibin borçlu şirkete yöneltilmesinin maddi hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi hakkın kötüye kullanılması olup hukuk düzeni tarafından korunamayacağı; ilam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının ayrı ayrı takip başlatmasının yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymayacağı-
Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla alacak talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-
Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı İİK uyarınca yapılan takiplerde, borçlular tarafından yapılan itirazların satış dışındaki takip işlemlerini durdurmadığı, bu hükümden varlık yönetim şirketlerinin yararlanamayacağı-
Borçlunun emekli maaşından yapılan ve alacaklıya ödenen kesintilerin iadesine yönelik istemin ancak genel hukuk mahkemelerinde istirdat talebine konu olabileceği, icra mahkemesince sadece henüz alacaklıya ödenmemiş olan icra kasasındaki paranın iadesine karar verilebileceği-
Takibin mükerrer olduğu yönündeki şikayetin ilamlı icra takibinde "ilama aykırılık nedeni içinde" değerlendirilmesi gerektiği ve bu şikayetin süresiz olarak yapılabileceği- İİK. mad. 78 gereğince "dosyanın işlemden kaldırılması halinde", takip dosyası derdest kalmaya devam edeceği ve bu durumda alacaklı tarafından ilk takipten feragat edilmeksizin aynı alacak için yeni bir takip yapılması halinde ikinci takip mükerrer olacağı-
Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu ilamsız takip dosyası üzerinden alacağın tahsili mümkün iken makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı takip başlatılması usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebi ile ayrı takip yapılmaması gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamlı takip başlatıldığı, borçlunun icra müdürlüğünden 4572 sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesi gereğince takibin durdurulmasını ve konulmuş tüm hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, tasfiye işlemleri tamamlanmadan hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyecek olup, borçlunun isteminin hacizlerin kaldırılmasına yönelik olduğu, taşınmazların satışı halinde satış bedellerinin icra dosyasına aktarılması yönünde bir talebi olmadığı halde ve hacizlerin kaldırılması talebiyle çelişir şekilde karar verilmesi ve icra müdürlüğüne böyle bir görevin yüklenmesinin doğru olmadığı-
Maaştan yapılan kesintiler muhafaza işlemi niteliğinde olup, yapılan her yeni kesintinin şikayet hakkı doğurmayacağı-