Ağız ve vücut kokusu başlı başına boşanma sebebi olamayacağından bu rahatsızlığın tedavisinin mümkün olup olmadığı, davalının tedaviden kaçınıp kaçınmadığı araştırılmalı, sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Nafaka davaları yönünden temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde yıllık nafaka tutarının esas alınmasının gerekeceği-
Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olduğundan akrabalık veya diğer bir yakınlığın başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı-
Davacının boşanmada kusursuz olduğu ve boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceği anlaşılmış olup Türk Medeni Kanunun 175. maddesi koşullarının oluştuğu nazara alınmadan yazılı gerekçe ile davacının yoksulluk nafakası isteğinin reddinin doğru olmadığı-
Az kusurlu eşin, aleyhine açılan boşanma davasına karşı çıkması (itirAz etmesi) halinde, «bu itirAz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde» ise ve «davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa» boşanmaya karar verilmesi gerekeceği– Somut olay MK.un 166. maddesinde düzenlenen boşanma davasına ilişkin olduğuna göre, davanın görevli Aile Mahkemesine devredilmesinin gerekeceği-
Davalının boşanmaya neden olaylarda kusursuz olduğu gibi, boşanma sonucunda yoksulluğa düşeceği de kanıtlandığından Türk Medeni Kanununun 175.maddesi şartları davalı lehine gerçekleşmiş olup davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerekeceği-
Babalık davasının Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesi gereğince Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye ihbarının zorunlu olduğu-
Kocanın soybağının reddi davasını, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, her halde doğumdan başlayarak beş yıl içinde açmak zorunda olduğu,kocanın davayı açmakta gecikmesi söz konusuysa gecikmenin haklı bir sebebe dayanması halinde bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalktığı tarihten başlayacağı-
Ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesinin bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılacağı, esasen Medeni Kanunun 409/2.maddesinin akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirlenebileceği öngördüğü-
Davalı babanın, küçük kızının günün belirli saatlerinde gittiği okulda, davacının «küçük yaştaki oğlunun gözüne kalem batırması» (ok atması) (cam parçası atması) nedeniyle oluşan zarardan «ev başkanı» sıfatıyla sorumlu olacağı–