Her ne kadar davacının asgari ücret düzeyinde bir gelirinin olduğu, SSK’dan 469 milyon TL. yaşlılık aylığı aldığı ve bu nedenle yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceği ileri sürülmüşse de, davacının davalıya ait evde oturması, davacının her an onu evden çıkarabilecek olması, davacının gelir durumu ile davalının geliri arasında anormal sayılacak bir farkın bulunması, davacının aldığı aylık 469 milyon TL. yaşlılık aylığının davalıyı yoksulluktan kurtarmasının mümkün görünmemesi karşısında, davacıya makul bir miktarda yoksulluk nafakası verilmesinin gerektiği-
Tanıkların davacı tanıkları olmayıp davalı tanıkları olduğu, tanığın dinlendiği oturumda söz konusu tanığın duruşma salonunda bulunduğu, bu tanığın ifadesinin artık yönlendirmeye dayalı olacağının düşünüldüğü bu nedenle dinlenmediği; diğer tanığın dinlenmesinden ise davalı vekilinin vazgeçtiği ve yargılama sırasında dinlenen tanıkların yeterli görüldüğü-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, davalının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği, Türk Medeni Kanununun 175.maddesinin koşullarının oluştuğu, davalı yararına uygun yoksulluk nafakasının takdirinin gerektiği-
Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararının verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği-
Davacının maddi tazminat istemi Türk Medeni Kanunun 174/1.maddesine dayanmamakta, katkı nedeniyle değer artış payına ilişkin olduğu; bu talebin boşanmanın ferisi olmadığı nisbi harca tabi olduğu, bu konuda Harçlar Kanununun 30-32.maddeleri uyarınca nisbi harç alınmadan yargılamaya devamla, işin esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davacının aylık (1100 YTL) gelir durumuna göre değerlendirme ya­pıldığında; davalının (kadının) çalışarak elde ettiği gelir ile aldığı na­faka miktarı toplamının, davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte bulunmadığının kabulü ile mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun zail olmadığı gözetilerek, davacının nafakanın kaldırılmasına yönelik davası­nın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Avukatlık Kanununun 174. maddesi hükmüne göre avukatın haklı bir nedenle azledildiği takdirde ücrete hak kazanamayacağı, davacı tarafından davalı vekili olarak açılan davanın zamanından önce açılmış olması nedeniyle reddedildiği, bunun üzerine de davalı yanca davacı avukatın azledildiği, davacı davayı davalının talimatı sonucu açtığını iddia etmiş ise de bu iddiasını yasal delillerle ispat edemediği, vekalet akdinin güven ilişkisine dayanan akitlerden olduğu, üstlendiği iş ile ilgili tüm yasal mevzuatı bilmek zorunda olan vekilin zamansız dava açmış olması vekil edenin güven ilişkisini sarsacak hallerden sayılacağı, davalı yönünden zarar unsurunun gerçekleştiği, bu nedenle de azlin haklı olduğu-
Türk Medeni Kanununun 174/1 maddesinde mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği ve yoksulluğa düşme şartı aranmadığı-
Sözü geçen e-mail mesajının koca tarafından gönderilmiş olduğu tanık beyanı dışında bir delille kanıtlanmadığından hükme esas alınmayacağı - Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği, oysa dinlenen tanıkların sözlerinin bir kısmının Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak olduğu bu itibarla davanın reddinin gerektiği-
Yerleşim yerinin bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olduğu, bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yerinin olamayacağı, bir yerleşim yerinin değiştirilmesinin yenisinin edinilmesine bağlı olacağı, boşanma davalarında yetkili mahkemenin eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi olacağı-