İİK 347 maddesine göre şikayet hakkının fiili öğrendikten itibaren 3 ay ve her halde fiilin üzerinden 1 yıl geçmekle düşeceği,  3 aylık sürenin dolmasından sonra şikayette bulunulduğu,  şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin  yerinde olduğu-
Şikayetçinin, suç konusu çeki ibraz eden hamil  konumunda bulunmaması nedeniyle şikayet hakkına sahip olmadığı, şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği-
Çeklerden doğan alacağı temlik almış olan müştekinin, çeki elinde bulunduran hamil konumunda olmadığından, şikayet hakkının bulunmadığı-
"Çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu"ndan yapılan şikayetin, fiilin öğrenilme tarihine göre üç aylık süresi içinde yapılmadığı anlaşıldığından, İİK. mad. 347 uyarınca müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği-
İİK'nın 347. maddesi gereğince şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği halde, ayrıca açılan davanın düşürülmesi kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Müştekinin çeki bankaya ibraz eden hamil olmadığının anlaşılması halinde, karşılıksız çek düzenleme nedeniyle şikayet hakkı bulunmadığı ve bu durumda  İİK. mad. 347.  gereğince şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği-
Çeki ibraz eden dışındaki lehdar ya da cirantaların suçun işlendiği anda mağdur durumunda olmamaları nedeniyle "karşılıksız çek düzenleme" nedeniyle şikâyet haklarının olmadığı-
Şikayetçi tarafından icra ceza mahkemesine verilecek olan şikayet dilekçesinin şüpheli veya şüphelilerin isimleri ve şikayet konusu olaya ilişkin bilgileri taşıması gerekli olmakla birlikte, bu dava dilekçesinin CMK'nun 170. maddesinde belirtilen iddianamenin bütün şekil şartlarını içermesi zorunluluğu bulunmadığından dilekçe ve ekindeki belgelerden şirket yetkilisi gerçek kişi ya da kişilerin kim olduğunun anlaşılması halinde bu kişiler hakkında yargılama yapılmasının mümkün olduğu- Şikayet dilekçesi ve eklerinden çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan tüzel kişi yetkilisi gerçek kişi veya kişilerin kim olduklarının anlaşılamaması halinde ise, "davanın reddine" karar verilmesi gerektiği-