İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, öncelikle sanıklar hakkında cezai sorumluluğun hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından şirket ana sözleşmesi getirtilerek, fiilin birlikte işlenmediğinin anlaşılması halinde, temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar da dikkate alınarak suçun oluşumundaki temsilci veya temsilciler tespit edilip, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerektiği- İİK'nın 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanun'un 179 ve 6102 sayılı TTK'nın 376. maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği-
Karşılıksız çek düzenleme suçunda şikayet hakkının; çeki tahsil amacıyla bankaya ibraz eden hamil ile "karşılıksızdır " işlemi yapıldıktan sonra çeki elinde bulunduran ve aynı zamanda "karşılıksızdır" işlemi yapılmadan önceki dönemde geçerli ve meşru ciranta olan kişiye ait olduğu- Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri arasındaki karar uyuşmazlığının giderilmesine dair 19. CD.’nin 10.05.2018 T. 3072/5874 s. kararı-
Şikayetçi suça konu çeki muhatap bankaya ödeme için ibraz eden yetkili hamil olmadığından müştekinin şikayet hakkının bulunmadığı ve bu nedenle sanığa yüklenen karşılıksız çek düzenleme suçundan kurulan düşme kararının isabetli olduğu-
Çeki ibraz eden dışındaki lehdar ya da cirantaların suçun işlendiği anda mağdur durumunda olmamaları nedeniyle karşılıksız çekten dolayı şikâyet haklarının olmadığı-
Suçun öğrenilme tarihinin ibraz tarihi olup, şikayetçinin İİK'nun 347. maddesinde düzenlenen suçun öğrenilme tarihinden (çekin ibraz tarihinden) itibaren 3 aylık süre geçtikten sonra şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi gerektiği-
Şikayete konu çekin üçüncü kişi olan hamil tarafından bankaya ödeme için ibraz edildiği ve karşılığının bulunmadığı bildirilmekle atılı suç oluşmuş ise de; şikayetçinin suça konu çeki muhatap bankaya ödeme için ibraz eden yetkili hamil olmadığı, böylece müştekinin şikayet hakkının bulunmaması nedeniyle yargılamaya devam olunması, Yasa'ya aykırı olduğu-
Karşılıksız çek düzenleme suçunda, suçun öğrenilme tarihinin ibraz tarihi olup, şikayetçinin İİK. mad. 347 uyarınca, suçun öğrenilme tarihinden itibaren 3 aylık süre geçtikten sonra şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi gerektiği-
İİK. mad. 347 uyarınca, suçun öğrenilme tarihinden itibaren 3 aylık, her halükarda bir yıllık süre geçtikten sonra çek kanuna muhalefet suçundan şikayette bulunması halinde şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği-
Çek karşılıksızdır işlemi yapıldıktan sonra geri dönüş cirosuyla müştekinin eline geçmesi halinde bu tarihten itibaren işlemeye başlayan 1 yıllık genel süre henüz dolmadığından ve müştekinin suç konusu fiili oluşturan karşılıksızdır işlemini öğrendiği tarih tespit edilememiş olup, buna göre 3 aylık sürenin geçtiği de ispatlanamadığından, geçerli bir şikayetin var olduğu kabul edilebilir mi?