Sanık hakkında İİK.’nun 347. maddesi uyarınca 1 yıllık süre geçtikten sonra şikayette bulunulması halinde “sanığın beraatine” değil, “şikayet hakkının düşürülmesine” şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
Süresinden sonra şikayette bulunulmuş olması halinde icra mahkemesince “şikayetin reddine” değil “şikayet hakkının düşürülmesine” şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
Önceki şikâyet dilekçesinde gösterilmeyen sanık hakkında, olayın üzerinden İİK/nun 347 inci maddesinde gösterilen süreler geçtikten sonra şikâyet eden müştekinin şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Şikâyet dilekçesinde aynı suça yönelik olarak belirtilen eylemler bölünerek, bir kısmı hakkında şikâyet süresinin geçirildiğinden bahisle şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilemeyeceği-
Zabıta araştırması sonucu 10.11.2007 tarihinde ticari faaliyetine son verdiği anlaşılan sanık hakkındaki 20.05.2009 tarihli şikâyetin, İİK.'nun 347 inci maddesinde belirtilen her halde bir yıllık süre geçtikten soma yapıldığının kabulünün gerekmesi nedeniyle müştekinin şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Müşteki vekilinin borçlu şirketin ödeme gücü olmadığını, talebi üzerine düzenlenen geçici aciz vesikasının verildiği 19.07.2005 tarihinde öğrendiğinin kabulünün gerekmesi nedeniyle, 30.06.2010 tarihinde yapılan şikâyetin İİK'nun 347 inci maddesinde belirtilen her halde bir yıllık süreden soma yapıldığının kabul edilmesinin gerekeceği-
İcra ve İflas Kanununun 76. maddesine göre verilen tazyik hapsi kararları kesin olup, anılan Yasanın 353. maddesinde düzenlenen itirazın yasa yoluna tabi olmadığı-
Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara uğrattıkları takdirde, bu eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde alacaklının şikayeti üzerine hapis ve adli para cezası ile cezalandırılacağı, anılan suçun oluşabilmesi için ticari işletmenin borcu ödeyebilecek ekonomik güce sahip olması, yönetim yetkisine sahip olanların kasıtlı olarak işletmenin borçlarını ödemeyerek alacaklıları zarara uğratmaları ve bu eylemlerin başkaca bir suç oluşturmaması gerektiği; sanıkların eylemlerinin başka suç oluşturması halinde söz konusu suç yönünden beraat kararı verilmesi gerekeceği-
İcra ve İflas Kanununun 345/a maddesindeki düzenleme dikkate alındığında, suçun failleri arasında tasfiye memurlarının da bulunduğu-