Haciz ihbarnamelerinin, muhatabın, vatandaşı olduğu devlete ait yabancı dile çevrilerek gönderilmesine gerek bulunmadığı- Tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğünün, ancak ilgilisi tarafından, yedi günde şikayet yoluyla ileri sürülmesi gerektiği- İcra müdürlüğünce tebligatın usulsüz olduğuna karar verilemeyeceği- İcra müdürü kendi verdiği karardan dönemez ise de, daha önce verdiği kararın dosya kapsamı ve yasa hükmüne uygun olmadığını fark edip, onun yerine yasaya uygun olan kararı vermesine engel bir düzenlemenin de bulunmadığı- Şikayet dilekçesinde öne sürülmeyen hususların, sonradan ileri sürülmesi halinde, icra mahkemesince, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle re’sen gözetilecek hususlar dışında incelenmesinin mümkün olmayacağı-
İİK.'nun 89/4. maddesi hükmü gözetildiğinde; mahkemece, tarafların göstermiş oldukları belge ve deliller toplandıktan, 3. kişiye kesin süre verilerek defter ve belgelerinin ibrazı sağlandıktan sonra, üçüncü kişinin defter ve belgeleri ile alacaklı vekili tarafından bildirilen vergi kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, 1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun, üçüncü kişi nezdinde mevcut ve muaccel bir alacağının var olup olmadığı, var ise miktarı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi 3. kişi vekili dilekçesinde; hukuk bürosunun bulunduğu binada çıkan yangın sebebiyle binaya girişin tüm gün mümkün olmadığını ve bu sebeple haciz ihbarnamesine karşı süresinde itirazda bulunamadığını belirttiğinden, başvurusunun, "gecikmiş itiraz" olarak değerlendirilmesi gerektiği-
3. kişi 89/1 haciz ihbarnamesine yasal süresi içinde itiraz etmiş bulunmakla, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacak bulunmadığından, icra müdürlüğünün “ ..... borçlunun hesabında bulunan ... USD ve ..TL’nin dosyamıza yatırılması rica olunur” şeklindeki muhtıra gönderilemeyeceği, buna rağmen tebliğe çıkartılan bila tarihli ödeme muhtırası iptali isteminin, bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğu-
Tebliğ işlemleri, TK'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesine aykırı olarak, yetkilinin veya tüzel kişinin, o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde, vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş kişinin mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilerek diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılabileceği hususu gözetilmeksizin ve evrakı almaktan imtina eden çalışanın kim olduğu tespit edilmeksizin muhtara yapılmış olup, bu haliyle yapılan tebligatların usulsüz olduğu- Mahkemece, TK'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
İdarenin, 2886 s. Devlet İhale Kanunu ve 4734 s. Kamu İhale Kanunu kapsamında aldığı teminatlara haciz konulması halinde, idarenin bu işlemin iptali için icra mahkemesine süresiz olarak şikayet yoluna başvurabileceği-
Bir mal veya hakkın haczedilemeyeceğinin kabul edilebilmesi için, bu konuda açıkça bir kanun hükmünün varlığı veya maddi hukuk anlamında o mal veya hakkın satış ve devrine engel yasal bir düzenlemenin bulunmasının şart olduğu- Şirket ortakları, şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettikleri sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olduklarından ve borçlu şirketin, şirket ortağındaki sermaye alacağının haczine engel yasal bir düzenleme bulunmadığından sermaye alacağı haczinin mümkün olduğu- Borçlu şirketin, üçüncü kişi şirket ortağı nezdinde, sermaye borcu dışında tamamen özel hukuktan kaynaklanan ve paraya çevrilmesi mümkün, İİK. mad. 89. kapsamında haczedilebilecek nitelikte başkaca hak ve alacaklarının bulunabileceği- Şirket ortağının borçlu şirket bakımından üçüncü kişi sayılacağı ve dolayısıyla şirket ortağı olan şikayetçiye 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığı-
Davalı üçüncü kişi ve takip borçlusunun ticari defterleri üzerinde birlikte inceleme yaptırılarak, incelenen döneme ilişkin takip borçlusunun ticari defterlerinin usulünce tutulup tutulmadığı da tespit edilmek suretiyle, takip borçlusu ile davalı üçüncü kişinin ticari defterlerinin birbirini teyit edip etmediği, teyit eden ve etmeyen kısımların hangi kalemlere ilişkin olduğu, takip borçlusuna davalı üçüncü kişi tarafından yapılan ödeme varsa bunların da hangi kalemlere ilişkin olduğu hususunda bilirkişi raporu aldırılarak dosyada mevcut satış sözleşmesi ve diğer tüm delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
UYAP üzerinden tamamlama harcının yatırıldığı görüldüğünden, İİK. mad. 89/4 uyarınca tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Şikayetçinin, dilekçesindeki imzanın, şirket yetkilisine ait olmadığını iddia edildiğinden, dilekçedeki imza yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, ilgisi olmayan takibe dayanak senet üzerinde imza incelemesi yapılmasının hatalı olduğu-