Tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmeden,başka bir mahkemeden aldırılan bilirkişi raporuna dayalı olarak tanzim edilen rapor, bu hali ile hüküm kurmaya elverişli olmadığından, mahkemece, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle, davalı üçüncü kişinin takip borçlusuna borcunun bulunup bulunmadığının tespiti açısından davalı üçüncü kişi ve takip borçlusunun ticari defterleri üzerinde birlikte inceleme yaptırılarak, incelenen döneme ilişkin takip borçlusunun ticari defterlerinin usulünce tutulup tutulmadığı da tespit edilmek suretiyle, takip borçlusu ile davalı üçüncü kişinin ticari defterlerinin birbirini teyit edip etmediği, teyit eden ve etmeyen kısımların hangi kalemlere ilişkin olduğu, takip borçlusuna davalı üçüncü kişi tarafından yapılan ödeme varsa bunların da hangi kalemlere ilişkin olduğu hususunda Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde ayrıntılı olarak belirlenmesi için bilirkişi raporu aldırılarak dosyada mevcut diğer tüm delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçludan kamu ihale mevzuatı uyarınca alınan teminat, yapılacak işin teminatını oluşturduğundan, şikayetçi 3. kişinin sözkonusu şikayette hukuki yararının olduğu-  Şikayetçinin haczin kaldırılması istemi, kamu düzenine ilişkin emredici yasa hükümlerinden kaynaklandığından bu konudaki şikayetin süreye de tabi olmadığı- Mahkemece, 3. kişi nezdindeki teminatın haczinin usulsüz olduğu kabul edildiğinden, uyuşmazlık konusunu oluşturan ve haciz ihbarnamesinde geçen "nakti teminatların" sözcüklerinin yer aldığı kısmın iptaline karar verilmesi ile yetinmesi gerektiği-
İcra takibine konu alacağın genel mahkemelerde varlığı hükme bağlanmadığı müddetçe kesin nitelikte bir alacak olarak nitelendirilemeyeceğinden, İİK. mad. 89/4 uyarınca açılan tazminat davasının kabul edilemeyeceği-
Müstakbel alacaklar iki kişi arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye dayanan henüz doğmamış olmakla birlikte ilerde doğması muhtemel bulunan alacaklar olup, müstakbel alacakların haczedilebileceği- Somut olayda da müstakbel alacağa haciz konmuş olup, üçüncü kişi de İİK m. 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra doğan hakediş alacağını icra dosyasına gönderdiğinden, gönderilen bu paranın bir hukuki ilişkiden kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılmasına gerek olup olmadığı- Üçüncü kişinin süresinde haciz ihbarnamesine itiraz etmesi nedeniyle, borçlunun üçüncü kişide bulunan alacakları üzerinde haciz bulunmadığı yönündeki borçlu beyanının doğru olup olmadığı-
Üçüncü kişi aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir hale gelmiş, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olması gerekeceği-
İİK mad. 89/4.'e dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için borçlunun haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK. mad. 89/1 kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu-
Vasi, 3. kişinin uzun zamandır hasta olup akli dengesinin akıllıca yaşam sürmesi için yeterli bulunmadığını, hacir altına alındığını ve kısıtlı adına İİK.nun 89/1 ve 89/2. maddeleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerine itirazda bulunulamadığını ileri sürmüş olup, hukuki işlemlerde, tarafların fiil ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu hususun mahkemece re'sen dikkate alınmasının zorunlu olduğu-
Üçüncü kişiye de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabileceği-
Davacı vekilinin talebi üzerine mahkemece düzenlenen tashih şerhi, hüküm fıkrasında yer alan durumun davalı isminin değiştirilmesi niteliğinde olup, yapılan bu değişiklik hükmün esasına ilişkin olduğundan, esasa dair hükmün tavzih ya da tashih yolu ile değiştirilmesi mümkün olmayacağı-.
Haciz ihbarnamelerinin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davacının İİK 89. maddede belirtilen yasal süre içerisinde itiraz etmeyip dava da açmadığı, kesinleşen ve zimmetinde sayılan borcun ödenmemesi ya da geri alınması konusunda davalı alacaklıya karşı bir dava açma hak ve yetkisinin bulunmadığı-