İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde, İİK'nun 150/b maddesine göre, ipotekli taşınmaz kiracılarına, işleyecek kiraların icra dairesine ödenmesi için muhtıra gönderilmesinin, İİK'nun 159/1. maddesi kapsamında muhafaza tedbiri olmayıp, ipotekli icra takibinin devamı niteliğinde ve bunun doğal sonucu olan bir işlem olduğu-
Şirket ortağının, İİK'nun 89. maddesinin uygulanmasında, şirket açısından 3. kişi sayılacağı ve şirket hakkında borçlu sıfatıyla yapılan icra takibi nedeniyle, borçlu şirketin hak ve alacaklarının haczi için şirket ortağına İİK'nun 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilebileceği-
Borçlu şirketin yetkilisinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin daimi çalışana  yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Mahkemece tebligatların usulsüzlüğü kabul edildiğine göre, Teb. K'nun 32. maddesi uyarınca, öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünün 3. kişiye gönderdiği belgenin 1. haciz ihbarnamesi şekil şartlarına uygun olmadığı anlaşıldığından, anılan belgenin bu haliyle sadece haciz müzekkeresi olarak kabul edilebileceği, haciz ihbarnamesi sayılamayacağı- Adi ortaklığa çıkarılan haciz müzekkeresinin hukuki sonuç doğuramayacağı-
İSKİ tarafından İcra Mahkemesi'ne sunulan 02.06.2016 tarihli yazı cevabında söz konusu alacaklar, çevre ve temizlik vergisi payı olarak nitelendirilmiş ise de, şikayet üzerine haciz konulan paraların gerçek niteliği, mahkemece gerektiğinde yerinde uzman bilirkişi aracılığı ile denetlenerek belirlenmesi gerekip eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesinin, İİK. madde 89/4 gereğince açılan tazminat davalarını, icra hukuk ve icra ceza mahkemesi adıyla iki ayrı mahkeme bulunmadığından, hem hukuk hem de ceza mahkemesi sıfatıyla inceleyeceği ve sonucu karara bağlayacağı, icra ceza mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı veremeyeceği, bu nedenle, İİK. mad. 89/4 gereği hem tazminat hem ceza talep edildiyse mahkeme hakiminin davaya icra ceza hakimi sıfatıyla bakmasının gerektiği-
Mahkemece; öncelikle İİK. madde 89/1 gereği haciz ihbarnamesi tebliğ edilen 3. kişi ile aleyhine dava açılan kişi arasında herhangi bir hukuki bağı olup olmadığı, itiraz edenin maddi bir hata gereği itirazında davalı olarak gösterilen kişinin ismini yazıp yazmadığı ve davalının da bu yönde itirazlarının var olup olmadığı araştırılarak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra Müdürlüğü tarafından 29.07.2015 tarihinde borçlunun 3. şahıslarda bulunan alacaklarının haczi için İİK'nun 89/1 maddesi gereğince haciz ihbarnameleri gönderildiği, bunun üzerine H.. Bank ve A... Bank tarafından borçlunun hesaplarına haciz şerhi işlendiği şikayet sebepleri arasında 5393 sayılı Yasa'nın 15. maddeside bulunduğu göz önünde bulundurularak; haciz yazısında belirtilen hesap numarasına uygun hesap ekstreleri getirtilerek, hesaptaki paraların mahiyeti ve kaynağı belirlenip, alanında uzman bilirkişi marifeti ile şikayet nedenleri kapsamında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibi sebebiyle davacıya İİK 89/1. maddesi uyarınca 1. haciz ihbarnamesi gönderilmiş olup, davacı tarafından da haciz ihbarnamesine süresinde itirazda bulunulduğu, İİK 89/3 maddesi uyarınca menfi tespit davası açılması için 3. kişinin 1. ve 2. haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmemesi gerektiği, 3. şahıs müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz ederse takip alacaklısı 3. şahsın verdiği cevabın aksini ispat şartıyla icra mahkemesinde açacağı bir dava ile hakkını isteyebileceğii 3. şahıs davacı 1. haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmiş olmakla artık İİK 89. madde uyarınca menfi tespit davası açmasına gerek olmadığından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaması sebebiyle davanın reddi gerekirken mahkemece işin esasına girilerek yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmediği-
4632 s. Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu'nun 17/2. maddesi uyarınca; "Bireysel Emeklilik hesabındaki fon paylarından, katılımcının sistemde bulunduğu ay sayısı ile asgari ücret tutarının çarpımına karşılık gelen birikim tutarı ve bu Kanunun 6. maddesi kapsamında bireysel emeklilik sisteminden emekli olanlara yapılan yıllık gelir sigortası ödemelerinin aylık ödemeye isabet eden miktarının nafaka borçları hariç olmak üzere asgari ücret tutarına kadar olan kısmı haczedilemeyeceği ve bu fıkradaki hükümlerin uygulanmasında rehin, haciz veya iflas tarihinde geçerli brüt asgari ücret tutarı esas alınacağı"- Bireysel Emeklilik Sistemi Yönetmeliği'nin 26.maddesi uyarınca; "Katılımcının sistemde bulunduğu ay sayısı ile haciz, rehin veya iflas tarihinde geçerli brüt asgari ücret tutarının çarpımına karşılık gelen birikim tutarının üzerindeki tutar nafaka borcu alacaklılarının hakkı saklı kalmak kaydıyla haczedilebileceği"-  Mahkemeye bildirilen cevap yazılarından, şikayetçinin sisteme giriş tarihi ve haciz tarihi itibariyle sistemde ne kadar kaldığının tespiti mümkün olmadığından, mahkemece, öncelikle şikayetçi borçlunun sisteme ne zaman girdiği, sistemde kaç ay kaldığı ve haciz tarihi itibariyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belirlenen brüt asgari ücret tutarının tespit edilerek, belirlenen veriler üzerinde ve ilgili mevzuat hükümleri tatbik edilerek "bireysel emeklilik hesaplarına İİK. mad. 89 uyarınca konulan hacizlere" ilişkin başvurunun sonuçlandırılması gerektiği-