Mahkemece, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan ............... tarihi itibariyle, davalı üçüncü kişinin, takip borçlusuna, gerek şirket hisse devirlerinden kaynaklanan ve gerekse hisse devirleri dışında herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığı varsa, tebliğ tarihi itibariyle ne miktarda olduğu hususlarının tespit edilerek, üçüncü kişi nezdinde haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibari ile kesinleşmiş, nizasız çekişmesiz, halihazırda istenebilir, bir başka deyişle muaccel bir alacağın ve o tarihteki alacak miktarının tereddüde mahal bırakmayacak net bir şekilde tespiti açısından, dosyanın uzman bilirkişiye tevdii ile, dosya kapsamında yer alan bozma kararları ve ilkelerimize uygun, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor aldırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tazminat talebi haksız fiile dayandığından, takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinde açılacak olan davanın haciz ihbarnamesine itirazın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde açılması ve genel yargılama yapılması gerekeceği- Alacaklının haciz ihbarnamesine itirazı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde icra mahkemesinde tazminat davası açması gerekeceği- İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davası, icra mahkemesince genel hükümlere göre görüleceğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabi olduğu- Bu Kanun'da da dava zaman aşımına ilişkin bir düzenleme olmadığı, ceza yargılamasına ilişkin zamanaşımı hükümlerinin bu davalarda uygulanmasının mümkün olmadığı-
İİK.89/4 hükmünde yer alan tazminatın konusunun, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarar olduğu; bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısının ispat etmesi gerekeceği Üçüncü kişinin beyanının aksinin, İİK'nın 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebileceği; anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmesi gerekeceği- İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebileceği, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenebileceği, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK’nın 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu-
İİK.89/4' e göre açılan davada; üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, davacı takip alacaklısının ispat etmesi gerekeceği- Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK'nın 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebileceği- Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK'nın 89/4 maddesine dayalı tazminat davası olduğu, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarı ve dava değerinin gösterilmesi gerekeceği- Yargıtay 12. Hukuk dairesinin içtihatlarına göre, tazminat miktarı birinci haciz ihbarnamesi ile istenen miktarı aşamayacağı- Bu durumda, dava dilekçesinde harca esas değer olarak 10.000,00 TL'nin gösterilmesi ve davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmiş olması, alacak tutarının belirli olması karşısında davayı belirsiz alacak davası haline getirmeyeceği- Mahkemece, öncelikle davacıya birinci haciz ihbarnamesindeki borç miktarı üzerinden nispi harcı tamamlaması için uygun şekilde kesin süre verilerek, nispi harcın tamamlattırılması ve sonucuna göre tazminat talebi hakkında anılan eksiklikler giderildikten sonra tazminat talebine konu haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle haciz ihbarnamesine itiraz eden üçüncü kişinin takip borçlusuna muaccel hale geldiği, kesin bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, 3. kişi bankadaki alacağının menkul hükmünde olduğu- Bu nedenle adı geçenin bankadaki mevduatı menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile de haczedilebileceği- Bankaya haciz müzekkeresi gönderilmesi bankadaki mevduatın borçluya ödenmesini önleyen muhafaza tedbiri olduğu, bu nedenle mevduatın haczi için haciz yazısı dışında bankaya ayrıca haciz ihbarnamesi tebliği şart değilse de mevduatın 3. kişi nezdinde alacak niteliğini de arz etmesi sebebi ile haciz ihbarnamesi gönderilmesi sureti ile haczedilmesine de yasal bir engel bulunmadığı- Bu işlemin yapıldığı taktirde İİK’nın 89 ve bunu izleyen maddelerindeki hukuki sonuçların doğmayacağı- İlgili maddedeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde ise anılan maddedeki sonuçların doğmayacağı ve borcun bankanın zimmetinde sayılamayacağı-
İİK Yönetmeliği'nin 42/2. maddesi uyarınca, birinci haciz ihbarnamesinde, haczin hangi miktar için yapıldığının yazılması, Yönetmeliğin 43 ve 44. maddeleri uyarınca ise ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinde aynı bilgilerin yer alması gerektiği- Buna göre, birinci haciz ihbarnamesinde yazılı olan miktar, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinde artırılamayacağı-
Süreklilik arz eden içtihatlara göre ; İİK’nın 89. maddesi gereğince çıkartılan haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulsüz olduğunun ileri sürülmesi ve mahkemece tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunun tespit edilmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de iptaline, İİK’nın 89. madde prosedürü usule uygun şekilde tamamlanmadan konulan hacizlerin de kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İİK 89/4 hükmünde yer alan tazminatın konusunun, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zararların tazmini olduğu- Bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısının ispat etmesi gerekeceği- Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK'nın 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebileceği- Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
İİK'nın 89. maddesinde, takip borçlusunun "üçüncü şahıs" nezdinde bulunan hak ve alacakları ile menkul mallarının haczedilebileceğinin düzenlenmiş olduğu- Yasanın söz konusu emredici kuralına aykırı olarak yapılan işlemlerin İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olup, 3. kişilerin haciz ihbarnamesine karşı icra dairesine itirazlarını bildirmiş olmaları, anılan konuda icra mahkemesine şikayette bulunmalarını engellemediği- Alacaklının üçüncü kişinin itirazının aksini iddia ve ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca İİK'nın 89/4. uyarınca tazminata mahkum edilmesini isteyebileceği- Üçüncü kişinin alacaklının kendi aleyhine dava açmasını önlemek için, 89/1. haciz ihbarnamesinin usulsüz olduğundan bahisle iptalini istemekte hukuki menfaati bulunduğu-
İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirleneceği; diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu-