İİK'nın 89/3. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesine karşı 15 günlük yasal süre geçtikten sonra dava açılması mümkün olmadığı- İcra takibinde yapılan ödemenin davacı şirket adına yapılmaması sebebiyle davacı şirket tarafından açılan davanın reddi gerektiği- Diğer davacı, takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuş olup, mahkemece, davacının takibe konu senedin keşide tarihinden önceki döneme ait resmi kurumlar nezdinde atmış olduğu imza asılları getirtilerek imza incelemesi yapılması gerektiği- 
İİK. mad. 89/3 uyarınca açılan menfi tespit davasının reddi halinde, üçüncü şahsın dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edileceği-
Şirketin yetkili temsilcisi tarafından vekaletname verilen ve avukat olmayan kişilerin icra daireleri ve mahkemelerde işlem yapamayacakları- Davacı taraf, dava dışı şirket ile arasında tek bir ilişki olduğunu ve bu ilişkiden doğan borcunda ödendiğini ileri sürerek, ödeme iddiasını belgelemiş olduğundan, mahkemece bu belge üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Gerçek kişilere, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, daha önce aynı adreste kendisine usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasına rağmen, muhatabın adres değişikliğini bildirmemiş olması ve adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması gerektiği- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği- Beyan edilen tarih olmadığında, takip dosyasındaki işlem tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü gerektiği- Mahkemece; 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin, muhatabın öğrenme tarihi olarak icra müdürlüğüne başvuru tarihi olarak düzeltilmesine, buna göre, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılsa bile hükümsüz sayılacaklarından dolayı da sadece 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK. mad. 89 uyarınca açılan menfi tespit davalarının maktu harca tabi olduğu- Maktu harca tabi bir davada nisbi harç alınmasının yeniden yargılamayı gerektirmeyeceği-
Yargılama sırasında ibraz edilmeyen mirasın reddi kararı dayanak gösterilerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulamayacağı-
İcra memurunun haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirip, talebin kabulüne veya reddine karar vereceği-
Adi ortaklıkta her ortak, şirketin kârına iştirak etme hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklılarının, borçlu ortağın şirketteki kâr payını haczettirebilecekleri ve adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde, ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczinin mümkün bulunduğu- Adi ortaklığın malları üzerine haciz konulması halinde, bu hususun, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabileceği-
Kooperatifin, ortaklardan alacağının bulunması halinde, kooperatif alacaklılarının, kooperatif ortağına bu alacaklar için üçüncü kişi sıfatıyla haciz ihbarnamesi gönderebileceği-
İİK. mad. 89 uyarınca açılan tazminat davasında, mahkemece, hangi bilirkişi raporuna neden itibar edildiği, tarafların ileri sürdüğü, ancak bilirkişi raporlarında takdiri mahkemeye bırakılmış hususlar hakkında neden araştırma yapılmasına gerek görülmediği hususlarında gerekçe oluşturulmadığı görüldüğünden, mahkemece, HMK'nun 27. ve 297. maddelerine aykırı olarak verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu-