Ecrimisil ve tazminat isteklerinin takipsiz bırakılması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığı- Dava konusu ark kapatılmış olduğundan konusuz kalan istek hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-
Keşif sonrası düzenlenen rapora göre, davacıların maliki oldukları taşınmaz sınırları içerisinde kalan, kırmızı renk ile gösterilen ve 383.54 m2 miktardaki alanın davalı tarafından kullanıldığı saptandığına göre, fiilen tecavüzlü alanı kullanan davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerektiği- E.tma olgusunun haksız bir eylem olduğu, Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünden kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarının haksız fiil kimin tarafından gerçekleştirilmiş ise, ona karşı açılacağı; husumetin 6100 sayılı HMK. nun 50. (1086 sayılı HUMK.’nun 38.) maddesi hükmü uyarınca eylemi yapan kişiye yöneltilmesi gerekeceği-
Taşınmazın bir başkası tarafından da tasarruf edilmesi veya kullanıma sunulması durumunda da o yeri haklı ve geçerli bir nedene dayalı olmaksızın tasarruf edenin sorumluluğunun devam edeceği- Haksız elatmaya dayalı davalarda kullanan ve kullandıranın birlikte sorumlu olacağı- Mahkemece, taraf delillerinin toplanarak, davacının kayden maliki olduğu taşınmazların sınırları içerisinde iddia edildiği şekilde santral ve tel örgü ile çevrili bir alanın yer alıp almadığı, tel örgü ile çevrili bir alan varsa bu alanın ve santralin kimin tarafından kullanıldığı, davacının belirtilen santrali kullanıp kullanmadığı kullanımının engellenip engellenmediği saptandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı şirketin birinin işveren, diğerinin yüklenici olduğu ve bu işin yapımı sırasında davacının taşınmazına el atıldığı sabit olduğundan, davalı şirketler arasında olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 55.maddesi anlamında adam çalıştıran ilişkisi olduğu; her ne kadar davalılar arasında imzalanan Yapım İşleri Genel Şartnamesinde hasar ve zararın ödetilmesinden yüklenicinin sorumlu olacağı belirtilmiş ise de söz konusu düzenlemenin sözleşmenin tarafları arasındaki iç ilişki yönünden önemli olduğu, davacı yönünden bağlayıcı olmadığı; şu durumda davalı şirketin de diğer davalı ile birlikte zarardan müteselsilen sorumlu olduğu benimsenerek karar verilmesi gerektiği-
Davalının kira sözleşmesini vergi dairesine bildirilip bildirmediği, uzun süreli kira sözleşmesi nedeniyle tapuda şerh olup olmadığının açıkça araştırılması, davalının kullanımının kiraya dayalı olduğu kanıtlanırsa yeni malik yönünden kira sözleşmesinin bağlayıcı olduğu gözetilip davanın reddedilmesi gerektiği- E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil davalarında her iki talebin toplamının dava değerini oluşturacağı ve harçlandırılan dava değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Her ne kadar davacının kayden maliki olduğu 407 parsele davalının kullanımındaki evi tecavüzlü olduğu iddia edilmiş ve fen bilirkişi raporuna göre de tecavüzün varlığı tesbit edilmiş ise de davalı evin babasına ait olduğunu ve 17 yıldır kendi kullanımında bulunduğunu savunulmuş olup bu taşkın yapının ana nüvesinin hangi parsel üzerinde kaldığı saptanmadığından; davalının kullandığı evin öncelikle ana nüvesinin hangi parsel üzerinde kaldığının saptanarak, mevcut kayıtlara göre sabit nokta ve koordinatlar esas alınarak yapılacak ölçüm sonucu davacı parseline tecavüz bulunup bulunmadığının açıkça tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceğinin vurgulandığı, ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azının kira geliri karşılığı zarar olduğu, bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı faydanın (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirleyeceği, haksız işgalin, haksız eylem niteliğinde olduğu-
Dava tarihinde davalının taşınmazda bulunmasını gerektirecek üstün bir hakkı bulunmadığına göre el atmanın önlenmesi davasının açılmasına sebebiyet veren davalının, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği-