Hileli ve usulsüz biçimde yapılan icra takibi sonucunda gerçekleştirilen ihale ile borçlu belediyeye ait taşınmazın davalı adına tescilinin sağlandığını ileri sürerek yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davasında, icra dosyası ve kıymet takdirine ilişkin şikayetler incelendiğinde ihalede usulsüzlük yapıldığının söylenemeyeceği, davalının da aralarında bulunduğu kişiler hakkında açılan ihaleye fesat karıştırmak suçuna ilişkin davada davalıların beraatine karar verildiği de görüldüğünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesi içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden çekişmenin 634 sayılı Yasanın uygulanmasından kaynaklandığı, bu durumda 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun Ek.1 maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-
Mirasbırakan ve davalı arasında akdedilerek köy defterine kaydedilip köy muhtarı tarafından tasdik edilen kira sözleşmesindeki mirasbırakan imzasına itiraz edilmediğine ve yargılama aşamasında ileri sürülmeyen iddiaların temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği- Ecrimisilin, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle kayıt malikine ödemekle yükümlü olduğu en azı kira geliri, en çoğu ise mahrum kalınan gelir kaybı olan bir tür haksız kullanım tazminatı olduğu-
Çaplı taşınmaza haksız el atma nedeniyle tazminat isteğine ilişkin davada, hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulan delil tespit raporuyla çelişkili bulunduğu gibi, taşınmazın aplikasyon krokisiyle de uyumlu olmadığının görüldüğü, hal böyle olunca, mahallinde uzman bilirkişiler vasıtasıyla yeniden keşif yapılması, bilirkişilere keşfi izlemeye yarayacak içerikte krokili rapor düzenlettirilmesi; ayrıca, delil tespit raporu ile aplikasyon krokisinin de raporda tartışılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
3402 s Kadastro Kanunu mad. 12/3 gereğince; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere, tutanağın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl (hak düşürücü süre) geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı-
Taşınmazı kullanan kişi, haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası dahilinde kullandığından bahisle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış, fiili taksim, kira sözleşmesi vs.) bu gibi hallerde, rızanın ortadan kalkması veya tarafların aldıklarını iade etmesine kadar taşınmazı elinde bulundurma haksız ve kötü niyetli kullanım kabul edilmediği- R.ya dayalı kullanım, haksız ve kötü niyetli bulunmadığından tazminat ile sorumluluk da söz konusu olmadığı- Tarafların da kabulünde olduğu üzere, davalı ile davacı arasında dava konusu yerin satımı konusunda anlaşma yapıldığı ve davalının bu anlaşma uyarınca dava konusu yeri depo olarak kullanmaya başladığı ancak tarafların anlaşamamaları nedeniyle tapu devrinin yapılamadığı anlaşıldığından, davalının dava konusu taşınmaza davacının rızası ile girdiği sabit olduğundan, davacı, davalının kullanımına ilişkin onayını dava tarihinden önce geri aldığını kanıtlayamamış olup dosyaya davalı tarafa ihtarname çekildiğine dair bir belge de sunamadığından, ecrimisile hükmedilmesinin hatalı olduğu-
E.tmanın önlenmesi davasında, her ne kadar sözleşmede teslim için bir süre öngörülmemiş ise de, inşaatın durumu ve yüklenicinin gücüne göre inşaatın makul bir sürede tamamlanması gerektiği, 02.05.2000 tarihinde sözleşmenin yapıldığına ve davacıya isabet eden konutun 2007 yılı içerisinde teslim edildiğine göre, bu süre makul olarak kabul edilip, 2007 yılı sonu itibariyle sözleşmede kararlaştırılan dükkanın da davacı arsa sahibine teslimi gerektiği, davacının teslim edilmeyen dükkan ile ilgili sözleşmede yazılı olmasa dahi kira tazminatını talep hakkı bulunduğundan davacının da dava tarihinden geriye yönelik 5 yıllık süre için kira tazminatı talebinde bulunduğu gözönüne alınıp, bilirkişiden ek rapor alınıp kiranın yıllar itibariyla belirlenerek talep edilebilecek kira bedelinin hüküm altına alınması gerektiği-
Kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmaza ait tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemi- Davanın açıldığı tarih itibariyle çekişmeli taşınmaz, 221 s. Kanun hükümleri uyarınca davalı İSKİ Genel Müdürlüğü adına tapuya kayıtlı olup, davanın, açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiğinden, davalının, davanın açıldığı tarihe kadar tapu kaydına dayanarak tasarrufta bulunması nedeniyle davalının taşınmazda haksız el atmasından söz edilemeyeceği- "Tapu iptali ve tescile yönelik onama kararının yolsuz tescil hükümlerine dayandığı, dolayısıyla tapu kaydının baştan itibaren yolsuz olması nedeniyle davalının el atmasının haksız olduğu, bu nedenle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Ortaklığın giderilmesi davasında keşif yapılmadan karar verilemeyeceği-
8. HD. 20.03.2018 T. E: 2015/10612, K: 9693-