Orman alanından çıkarılıp, turizm bölgesi konumuna getirilmiş olan arsada davalının yaptığı yazlık eve yönelik açılan davada, hem «davalının el atmasının önlenmesine» ve hem de «evin yıkılmasına» karar verilmesi gerekeceği–
Tecavüzlü durumun, imar şüyulandırılmasından ileri gelmiş olması halinde, elatmanın önlenmesi (ve yıkım) kararının verilmesinin, dava-cının yapı bedelini davalıya ödemesi koşuluna bağlı olduğu –
İflâs tarihinden önce tapuya şerh verilmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanarak açtığı tescil davasını kazanan alıcının, bu karara dayanarak istihkak davası açabileceği–
Genel suların, umuma ait olup, herkesin başka kişilerin “kadim” ya da “öncelikli” haklarını engellememek koşulu ile, “faydalı ihtiyaçları oranında” bu sulardan yararlanabilecekleri Mahkemece, suların en az olduğu bir dönemde uzman bilirkişiler aracılığı ile yerinde keşif yapılarak, suyun debisinin ölçülüp, tarafların bu suya olan gereksinimlerinin belirlenmesi, yararlandıkları başka sular varsa onlarında miktarları gözönünde bulundurularak tarafların çıkarlarına (gereksinimlerine) uygun bir düzenleme yapılması gerekeceği-
Tapulu yerden «kaynak» biçiminde çıksa bile, suyun kaynadığı taşınmazın sınırları içinde kalmayacak kadar büyük veya suyun yeryüzüne çıkar çıkmaz bir «dere» haline geldiği veya özel mülkiyete konu olmasının kamu için zararlı olduğu hallerde, kaynağın arzın tamamlayıcı parçası sayılamayacağı–
Kiracı oğulun evlenerek terkettiği kiralananda altı yıl gibi uzun bir süre oturmayı sürdüren ve kiracılık vecibelerini de yerine getiren kiracının bu fiili durumunu kabullenen kiralayanın, fuzuli şagil sıfatıyla elatmanın önlenmesini istemesinin iyiniyet kurallarına aykırı düşeceği–