Bataklık ve göl niteliğindeki taşınmazlara ilişkin elatmanın önlenmesi davalarının hukuki nitelikçe «zilyetliğin korunması» davası olduğu, bu nedenle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu–
Herkesin yararlanmasına bırakılmış olan köye ait içme suyunun «genel su» niteliğinde olduğu, bu sudan yararlanma hakkı tanınan kişi-nin klasik anlamda malik durumuna gelip başka kişilerin sudan yararlanmasını, elatmanın önlenmesi davası açarak önleyemeyeceği – (Genel sulardan, herkesin itiyacı oranında -kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşulu ile- yararlanabileceği)–
Genel sulardan, herkesin kadim kullanma haklarını engellememek koşulu ile gereksinimi oranında yararlanabileceği–
Dava konusu kanalın öncelikle paftada yer alıp almadığı yani hukuken varlığı belirlenmiş olup olmadığının açıklık kazanamadığı-
Usuli kazanılmış hakkın, daha önce meydana gelmiş olan kesin hükmü ortadan kaldıramayacağı-
Çaplı taşınmazlara yönelik elatmanın önlenmesi davalarında keşif sırasında nirengi ve poligon noktalarının (taşlarının) bulunamaması ha- linde, kadastro sırasında var olan sabit sınır ve tesislere poligon noktası niteliği verilerek ölçüm yapılması gerekeceği–
İntifa hakkı sahibi olmayan çıplak mülkiyet sahibinin tahliye davası açmasının mümkün olmadığı-
Mer’alarla ilgili el atmanın önlenmesi davalarında mahkemece, mer’adan yararlanan köylerden birisi için -idari makamlarca- verilmiş bir «tahsis kararı»nın bulunup bulunmadığının ve eğer böyle bir tahsis kararı yoksa, «kadim kullanma hakkı»nın hangi köyde bulunduğunun araştırılması gerekeceği–
Tapu tahsis belgesinin mülkiyet belgesi olmadığı, buna dayanan ta- raf lehine karar verilemeyeceği–
İptal edilinceye kadar geçerli olan kadastrol çap kaydına dayanı- larak el atmanın önlenmesi kararı verilebileceği–