Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınmış ruhsata sahip davacı ile mülkiyet hakkına sahip davalı arasındaki maden işletme iznine dayalı elatmanın önlenmesi davasının 3213 sayılı Maden Kanunu'yla ve bu konudaki yönetmeliğin 21. maddesi hükümleri ile Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesi çerçevesinde görülerek giderilmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılan keşif sonrası alınan orman bilirkişi raporuna göre, çekişmeli taşınmazın 1957 tarihli memleket haritasında öncesinin orman olduğu, 2510 sayılı Yasanın 21.maddesinde iskan yoluyla dağıtılacağı öngörülen arazi türleri arasında ormanların bulunmadığı, Anayasanın 169.maddesi gereğince ormanların hiçbir suretle daraltılamayacağı, öncesi orman olan taşınmazlar hakkında oluşturulan tapunun hukuki değerinin bulunmadığı, 3402 sayılı Yasanın 45.maddesi ile getirilen, orman sınırları dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerde zilyetliğe, eski tapu kayıtları ile iskan yoluyla oluşturulan tapu kayıtlarına değer verileceği konusundaki hükümlerin Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün, 1987/31-13 ve 14.03.1989 gün ve 1988/35-1989/13 sayılı kararları ile iptal edildiği, 3402 sayılı Yasanın 45.maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmeyen hükümleri de 03.03.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14.maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğu-
Mülkiyeti Hazine'ye ait olan boşlukların hizmet alanlarından değilse koşulların varlığı halinde zilyetlik ile iktisap edilebileceği-
Davacıya ait çaplı taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın inşaat malzemesi deposu olarak kullanmak suretiyle elattığı anlaşıldığından elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminin kabulü gerekeceği-
Taşınmazda, paydaşlar arasında harici bir taksim ya da fiili kullanma biçiminin oluşmadığı anlaşıldığından; mahkemece yerinde uygulama yapılarak, davalı Hazinenin payına karşılık olarak, taşınmaz üzerinde çekişmesiz kullanabileceği yer bulunup bulunmadığının saptanması, ayrıca, davacıların taşınmazın tamamını mı, yoksa payına karşılık gelecek yerlerini kullandıklarının belirlenmesi, bunun sonucu olarak Hazinenin ecrimisil istemesinde haklı olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasının, gerekeceği-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel parselasyon planı olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın MK'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesinin gerekeceği-
Mecra hakkı kurulması isteğine ilişkin davalarda öncelikle davacının su yolu ihtiyacının bulunup bulunmadığının saptanacağı, irtifak hakları taşınmazların leh ve aleyhine kurulduğundan leh ve aleyhine irtifak kurulacak taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer almalarının sağlanacağı, irtifak hakkının kurulabilmesi için öncelikle çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığının inceleneceği, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinde bu hak kurulmasının gerekeceği -
-Yaptıkları ilaçlama sebebiyle çevrede bulunan arı kovanlarına verilen zarar sonucunda tazminat ödemek zorunda kalan- narenciye bahçesi maliklerinin arı kovanlarının bahçelerinden uzaklaştırılmasına ilişkin bir nevi komşuluk hukukundan ve mülkiyet hakkının kullanılmasından kaynaklanan “müdahalenin önlenmesi” davasında; taraflar, haklarını kullanırken bulundukları duruma, olayın niteliğine, yasal dayanaklarla belirlenen çerçeveye, yerel örf ve adetlere, hoş görülebilecek dereceye kadar bazı yükümlülüklere (doğan zararlara) karşılıklı olarak katlanmaya, buna karşılık hoş görü sınırını aşan olaylardan ise kaçınmaya özen göstermek zorunda olduğundan; mahkemece, taşınmaz mülkiyetini düzenleyen MK'nun ilgili hükümleri ile Arıcılık Yönetmeliği’nin taraflara yüklediği ödevlerin taraflarca ne derece yerine getirdiklerinin, ilaçlama zaman ve tekniklerinin araştırılarak uzman bilirkişilerden alınacak raporlarla birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalının işgalinin geçerli bir kira sözleşmesine dayanması halinde, haksız elatmasından söz edilemeyeceği, bu itibarla davalının kiracılık savunmasının araştırılmasının zorunlu olduğu-