Bir kimsenin, kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı-
E.tmanın önlenmesi ve yıkım istekleri-
Taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu davada; 1086 sayılı HUMK'nın 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin davada, öncelikle davada ileri sürülen istekler ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı HUMK'nın 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı-
Çaplı taşınmaza el atmaya ilişkin dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK'nın) yürürlüğü zamanında açılmış ise, bu davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerekeceği-
Davacıya noterlik kanalı ile gönderilen evrakın kamulaştırma evrakı olduğunun kabul edilmesinin gerektiği-
Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesinin ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olmasının gerekeceği, oysa Mahkemede görülen davaya konu olayda olduğu gibi “imar kısıtlamaları”nda taşınmaz zilyetliği malikte kalmaya devam etmekte olup yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kalmasının söz konusu olduğu-
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davasında ,dava konusu taşınmazda hiç malik olmayan davalının, önceki paydaşların rızası dahilinde anılan binayı inşa ettiği şeklindeki savunmasının kendisine kişisel hak bahşettiği bu durumun kayıt maliki davacıyı bağlamayacağı-