Paylı mülkiyet üzere olan taşınmazda paydaşlardan bir veya birkaçının verdiği tapu tahsis belgelerine değer verme olanağı bulunmadığından, davalının çekişmeli taşınmazı tasarrufunun haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığının sabit olduğu, davacının mülkiyetten kaynaklanan ayni hakkına üstünlük tanınması gerektiği-
Çekişme konusu bazı taşınmazlar hakkındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri reddedildiğinden, bu taşınmazlar yönünden yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği-
Davacı 3. ve 4. kattaki pencerelerin komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle kapatılmasını talep etmiş ise de getirtilen tapu kaydına göre bağımsız bölümlerin olduğu parsellerin dava dışı şahıslara ait olduğu, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak ve tazminat davaları-
6100 sayılı HMK'nın 150/5 maddesinde işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davaların sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılacağı ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağı-
Yargılama sırasında yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince davacı ve davalı ile müdahil davacı köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle olarak ilçe belediyesine katılmaları nedeniyle görülmekte olan davada taraf köylerin sıfatlarının birleştiği anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiği-
Davada talep olmadığı halde davacı lehine hükmedilen ecrimisile faiz uygulanmasına karar verilemeyeceği-
Bozmaya uymakla oluşan kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesi dikkate alınarak davalının kaldırım yapmak suretiyle işgal ettiği taşınmazdaki kısmın kiraya verilmesi halinde piyasa koşullarına göre ne kadar bedel getirebileceğini bilirkişi eliyle belirlemek suretiyle davacıların talep ettiği dönemlere ilişkin hakkaniyete uygun ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı, satış bedeli kendisine ödeninceye kadar kanunun kendisine tanıdığı hapis hakkını kullanabileceği, ayrıca, alacağın tespiti için dava açılmış olmasının defi hakkının kullanımına engel olmadığı- Mahkemece, davalının açtığı alacak davasını bekleyerek alacağın bulunduğunun tespiti halinde zorunlu ve yararlı giderler için hapis hakkı tanımak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği-
İmar uygulaması sonucu , dava konusu muhtesatın, davacıya ait parsele taşkın hale geldiği anlaşıldığına ve davalının bina ve arsasını sonradan satın alması sonuca etkili olmayacağına göre, davalının kusurundan bahsedilemeyeceği ve bu durumda, yıkılan kısmın bedeli, taşkın kısmın yıkılması halinde tüm bina kullanılamaz duruma geliyorsa tüm bina bedeli depo ettirildikten sonra elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekeceği- Taşkınlık nedeniyle davalının kusuru olmadığına göre yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulamayacağı- Öncelikle taşkın kısmın yıkımı halinde binanın kullanılamaz duruma gelip gelmediğinin bilirkişi marifetiyle ele alınması, binanın tamamının kullanılamayacak duruma geleceğinin anlaşılması halinde tamamının bedeli, aksi halde sadece taşkın kısmın bedelinin depo ettirilmesi, yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulması, varılacak sonuç çerçevesinde karşı davanın da hüküm altına alınması gerekeceği-